ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Güler: ‘Varlığımızın en büyük teminatı TSK’dır’
Güler: ‘Varlığımızın en büyük teminatı TSK’dır’
Tekin’den sistem eleştirisine tepki
Tekin’den sistem eleştirisine tepki
 'Filistinli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız'
 'Filistinli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağız'
'Rantsal dönüşüm yapanın Allah cezasını versin'
'Rantsal dönüşüm yapanın Allah cezasını versin'
Bahçeli: Dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum
Bahçeli: Dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum

M.Tevhit Gülseven

Değer
5 Ağustos 2019 Pazartesi

Her şeyin bir ederi vardır, bir de değeri!

Hayatımızda farkında olsak da olmasak da birçok şeyimiz vardır; kiminin ederi kimin değeri çok olan!

Hayattaki varlıklarımız bireysel veya vatanımızın varlığıdır, kazanımıdır; sahip çıkmamız gereken!

Kıymetini bilmediğimiz birçok şey elimizden uçup gittikten sonra değerini anlamışızdır; keşkeler yumağındaki eskiden bizim olan değer artık başkalarınındır! Hele ki canlarımız veya sağlığımız; birbirinden kıymetli değerlerimizken; tadını çıkarmalıyız! Şükür ise ne yüce bir duygu ki yoklukta ve kaybedişteki şükür yanında sıfır değerinde!

Ana babalarımız da çocuklarımız da akrabalarımız arkadaşlarımız da bizi biz yapan değerlerimizdendir! Hepsi emanet, hepsi yüzeysel ve hepsi geçici zevkler gibi ve iyisi kötüsüyle puslu, karanlık, bilinçaltı pişmanlıkların yoğunlaştığı hatıralarda kalan buruşuk ve tadı çok acı atık bir posa gibi! 

Ki, “yaşayan bir kimseyi severken onun ölümlü olduğunu, “ölümlü bir şeye bağlandığını unutma” diyen Epiktatos’a hak vermeden geçemeyiz.

Yaşayan her şeyimiz çok kıymetlidir canlı veya cansız!

“Çoğu zaman bize şeylerin değerini öğreten kayıplarımızdır” diyen Daniel Klain’e kulak vermezsek; keşkelerle hayatımıza devam etmek zorunda kalırız!

Ana emanet, baba emanet, dede ve nineler, amcalar, hala ve teyzeler, kardeşler, kuzenler, yeğenler, arkadaşlar, sımsıkı dostlar; hepsi kendi tat ve değerinde misafirdir bu hayatta! Kimi samimi, kimi uzak, kimi sıcak kimi yakın, kimi ağır yüklü, kiminin işi başından aşkın! Kendimiz ise bugün var yarın yok misali; hayata iğreti tutunmuş canlılarız!

Bir gün gözcüye gidiyorsunuz gözlüklü hayatınız oluyor, sonra diş hekimine gidiyorsunuz; ağzınıza bir protez yerleştiriyor ve hayatınız protezli devam ediyor! Bir gün başka bir doktora gidiyorsunuz bir hap yazıyor ve ömür boyu diyor, bir ilaca bağımlı oluyorsunuz, sonra başka bir doktor bir ilaç daha yazıyor sonra bir başkası bir ilaç veya bir cihaz daha! Aslında hep yavaş yavaş ölüyorsunuz demektir bu! Ama hala daha büyük televizyon almakla, bir dahaki sene tatilini nerede yapmakla meşgulsünüz ya da arabanızın çizilen kaportasıyla meşgul; veya başka bir hesapla meşgul; yeni bir ev alıp kiraya vermenin derdinde(!).

Hayatın komik yanı ise ciddi sıkıntı ve hastalıklarda insanın kendini motive etmesi ise gelecekle ilgili büyük planlar yapmasına, günlük uğraşlara canla başla bağlanmasına bağlı! Hayatın milyonlarca rengini siyahtan, koyu kızıllardan, mor ve koyu kahverengi elemli hislerle hiçlik aynasından bakarak, düşüncenin renklerini beyaz veya pembeye çevirebilmek başarısı yeni umutlar ve kazanımlar sağlayacaktır!

Tam insan olabilmek için belki biraz acı çekmemiz gerekiyor, ölümsüzlüğün, kaçınılmaz sınırlarımız, başarısızlıklarımız ve bizzat varoluşla ilgili bütün o gizemin bilincinde olmaktan ileri gelen bir acı! Bu bilinç olmadan belki de neşeli hayvanlardan başka bir şey olamazdık” diyen Pearce.

Hayatı anlar gibi olmanın yolu; birazda içinde olmadığın yeni durumları yaşamaktır! Empatinin daha canlısı daha acı olanından; diye anlatabilirim belki!

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
zafer azak 2 Eylül 2019 Pazartesi  12:09

yüreğıne sağlık kardeşım güzel bir yazı ve bizlere hayatın neresındeyız onu bilende düşunende yok sankı hayatın şu andan itibaren şu an olduğunu düşunuyor yarınları hiç düşunmeden gecıp gidiyoruz gibi gelıyor bana ne ise hayırlısı olsun kardeşım

Yorumu oyla      4      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Riskin Güveni
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva