Erzurum’da hava kirliliği aldı başını gidiyor. Soluduğumuz hava kalitesiz kömürlerin tehdidi altında bulunuyor. Bu günlerde çevre temizliği ve çevre kirliliğinden sıkça söz edilmektedir. Arabaların üzerine yapışan kömür artıkları gözle görülür bir hale geldi. Doğalgazın gelişiyle birlikte kaliteli kömür denetimleri de azalmış görünüyor. Yetkililerin bu konuda hassasiyeti elden bırakmaması gerekir.

                Hava kirliliğinden söz açmışken çevre kirliliğinden de bahsetmek gerekir. Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)  Efendimiz: “Temizlik imandandır.” Diye buyurmuş böylece maddî ve manevî temizliğe işaret etmiştir.

                Çevreyi kirletenler var ki, çevre temizliğinden söz ediliyor. Toplum olarak çevremizi çok kirlettik, hayatı çekilmez hâle getirdik. Ardından  “Çevre Bakanlığı”  kurmak zorunda kaldık. Pisliği temizlemek, etrafımızı güzelleştirmek için milyarlarla ifade edilen paralar harcamaya başladık. Çevreyi binlerce insan kirletiyor. Temizlemek için de kirletenlerin birkaç katı kadar insana ihtiyaç duyuluyor. Makina, iş ve mesai de çabası.

                “Bir eşya düştüğü yerden kalkar ” Değişen dünya şartları ile birlikte insanların değer yargılarında da bir çöküntü başlamıştır. Taklitçilik ile kendini kaybeden insan, moral değerlerini de yitirmişler. Ruh kökünden uzaklaşmıştır. Çılgın bir gençlik, menfaatçi bir toplum meydana gelmiştir. Benden sonra tufan diyen bencil ve vahşi karakterler çoğalmış, dünyayı zindana çevirmiştir.

Yemyeşil bir çimen üzerinde, bir ağaç altında dinlenen nice insanlar var ki aynı ağacın gölgesi altında bir daha oturulamaz halde orayı terk etmiştir. Çünkü berbat etmiştir, perişan etmiştir, kirletmiştir.

                Ruhumuzu dinlendirmek için yemyeşil bir alanda,  cıvıl cıvıl kuşların arasında dolaşmak nerde ise hayal oldu. Hele hele ağaçların altında dolaşmak tehlikeli bir duruma geldi. Zira şişe parçalarından adım atacak yer kalmadı. Adeta bir rezillik ve kirlilik aldı başını gidiyor. Bir de yakıt ve taşıt gibi unsurlarda dikkate alınırsa tertemiz bir havayı bulmak mümkün görünmüyor.

İşin esası insana bağlı olduğuna göre meseleye çevreyi kirleten insandan başlamak yerinde olur. İnsana eziyet veren her şeyi yoldan ve çevreden kaldırmayı teşvik eden İslâm’ın hayat tarzını dimağlara nakşetmek ve bu şuura ermek gerek.

                ”Temizlik imandandır.” “Temizlik imanın yarısıdır.” Hadis-i Şerifleriyle tertemiz bir dünyanın, cennet bir hayatın yolunu açmak mümkündür. Bu iklimin baharında çiçek açanlar. ”Kendi nefsi için istediğini insanlar için de arzu edenler.”  “Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki bir fidanı dikiniz” emrine muhatap olanlar kendilerinden sonra gelenlere cennet misali bir dünya bırakacaktır.

                Yere tükürmek, yere çöp atmak, çevreyi kirletmek imanın zevkine varmış, İslam’ı gerçek anlamıyla kavramış bir müminin yapacağı bir iş değildir. Şehirlerimiz, yaşadığımız çevre bize emanettir, unutmayalım.

                Bir Müslüman iç ve dış temizliğin şuurunda olmalı, insanları tiksindirecek davranışlardan uzak durmalıdır. İşte bu ruh ve iman, iç güzelliğinin dışa, çevreye yansımasından başka bir şey değildir. Bu iklimi yaşamak ve yaşatmaktan başka çaremiz yoktur. Biz kendimizi anladığımız gün, inanç değerlerimizle yaşadığımız gün,  bu bahar yakındır...