ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Tavlaşoğlu projelerini paylaştı
Tavlaşoğlu projelerini paylaştı
Tekin: ‘Öğretmenlerin önerileri çok önemli’
Tekin: ‘Öğretmenlerin önerileri çok önemli’
İspir’de feci kaza: 1 ölü
İspir’de feci kaza: 1 ölü
Seçim güvenliği masaya yatırıldı
Seçim güvenliği masaya yatırıldı
AK Parti Oltu’da iftarda buluştu
AK Parti Oltu’da iftarda buluştu
HABERLER>BÖLGEDEN
15 Mart 2012 Perşembe - 10:20

Üşümezsoy deprem gerçeğini anlattı

13 Mart 1992 Erzincan depreminin 20. yıl dönümü dolayısıyla Erzincan'da "Deprem" konulu panele katılan ve Erzincan'da çeşitli incelemelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy önemli açıklamalarda bulundu.

Üşümezsoy deprem gerçeğini anlattı

FATİH GÜLNAHAR (İHA) - 13 Mart 1992 Erzincan depreminin 20. yıl dönümü dolayısıyla Erzincan'da "Deprem" konulu panele katılan ve Erzincan'da çeşitli incelemelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy önemli açıklamalarda bulundu. 1999 Marmara depreminden Van'da meydana gelen depreme kadar birçok konuya değinen Prof. Dr. Üşümezsoy Türkiye'de 3 farklı bölgede her an deprem olabileceğini söyledi.
Bazı meslektaşlarının aksine İstanbul ve Marmara bölgesinin deprem açısından güvenli olduğunu ve Van depreminin Doğu Anadolu Bölgesi'nin deprem haritasını değiştirdiğini ifade eden Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "İstanbul'u Erzincan'da konuşmak ilginç. 1999 Marmara depreminden sonra tüm arkadaşlar bugün büyük bilimsel görüntüler ile konuşmaya çalışan arkadaşların söyledikleri yazdıkları tümü yırtıldı. Çünkü 180 kilometre fay kırılacak 8.1'lik deprem olacak dedikleri yerde ne fayı biliyorlardı ne de deprem büyüklüğünü. 1939 yılında 7.8'lik deprem oldu ama 400 kilometrelik fay kırılmıştı. Marmara'da bu ölçü ile hareket edersek benim vurguladığım Marmara'da 180 kilometrelik bir fay yoktu. Nitekim daha sonra gemilerle yapılan araştırmalar 110 kilometrelik bir fay Yeşilköy'den Gaziköy'e kadar giden bir fay var. 7.5'lik bir deprem deniyordu. Oysa ki buna da itirazımız oldu ve Marmara'da depremler 50 kilometreden daha kısa bir fay Kumburgaz çukurunda kalmış durumdadır. Ama bu büyüklükleri açısından olayı Erzincan'da vurgulamak açısından ilginç. 350 - 400 kilometrede 7.8 şiddetinde yapan bir deprem 50 kilometrede ne yapar diye düşünürsek buradaki 7 ile 8 kat daha düşük bir depremdir. Bugün yapılan çalışmalar İstanbul'da benim ilk söylediğim noktayı artık kendi görüşüm gibi söylediğim olgular aslında yapılan bilimsel araştırmaların sonucudur. 1894 yılında Çınar çukuru kırılmış ve boğaz ve İstanbul'da Çekmece'ye kadar bir risk almamıştır. 1912'de Tekirdağ Silivri kırılmıştır. Yerde 50 kilometre kırılmayan bir yer kütlesi var. Son yapılan çalışmalarda İmralı'nın güneyinde ben 17 Ağustos'ta ya İmralı'nın güneyinde veya Düzce'de kırılacağını Adalar'da kırılmayacağını söylediğim noktada Düzce'de kırıldı ve Adalar'da hiçbiri yoktur. Fay orada 1894'te etkisini yitirmiştir. İmralı'nın güneyindeki fay hattı da gerçekten İstanbul için değil ama güney için yani Bursa, Bandırma ve çevresi için risk taşıyan bir olgudur. İstanbul için beklenen bir deprem tehlikesini somutlarsak Kumburgaz çukurundan Silivri ile Büyükçekmece arasında 7 şiddetinin altında 6.5 şiddeti civarında bir risk var. Bu risk de uygun zeminde yapılan modern binalar ile önlenmiş olur yıkım olmaz. Örnek olarak Erzincan 1992 depreminde öncü olarak meydana gelen depremin şiddeti 6.1 idi ve pek bir şey olmamıştı. Ancak daha sonra 6.8 şiddetinde bir deprem oldu ve ondan sonrada artçı bir deprem olarak Çağlayan'da bir deprem oldu. Bunların toplam uzunluğu 30 kilometre kadardı. İstanbul'daki fayın da uzunluğu yani risk taşıyan fayın uzunluğu 35 kilometredir. Bu
anlamda da 6.5 ve 7 şiddetindeki bir riski Erzincan modeliyle gösterebiliriz" diye konuştu.
"VAN DEPREMİNDEN SONRA VAN'DA YENİ BİR FAY HATTI OLUŞTU"
Van'da meydana gelen depremlerin artçı depremler olmadığını bunun aslında orada oluşan yeni fay hattından meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Ben Van depremi olduğunda Van bloğu Van Gölü'nün derin kesimiyle birlikte Van'ın kuzeydeki sığ kesimi ve Erciş'in altına doğru bir kayma yapmıştır. Daha doğrusu Erciş ve Van'ın kuzeyindeki blok güneye doğru bindirmişti ve oradaki 7.2'lik depremden sonra bir dizi artçı depremler oldu. Bunlar Van'ı çok az etkiledi çünkü asıl depremler Erciş'inaltında patlıyordu. Ama bu bittikten sonra herkes Van'daki enerji boşaldı dediği zaman tam tersi ben Van depremi Doğu Anadolu'nun deprem haritasını değiştirdi ve bu anlamda da Van'daki risk Bitlis'ten Muş'a Muş'tan da Van'a doğru giden bir hatta oluşuyor diyerek yeni bir yaklaşım getirdikten sonra ama asıl altını çizdiğim Van'ın bir sıkışma altında kaldığı ve dolayısıyla Van'daki faylarında risk altında olduğunu vurgulamıştım. Nitekim 5.7 ve 5.9 şiddetinde deprem olduğu zaman Van'da herkes ona artçı deprem derken ben aslında bunun yeni bir fay başladığını vurguladım. Bunun üzerine Van'da yıkım büyük oldu çünkü hemen şehrin altında olan bir kırılmaydı. Erciş'in altındaki kırılmalar Van'ı etkilemezken Van'ın altındaki kırılmalar Van'ı yerle bir hale getirdi. Benim asıl korkum ise 1648 yılında büyük bir deprem olmuştu. Bu depremde Van'ın güneyinden geçen Gevaş ve Hoşap hattı boyunca oluşan bir depremdi. Bu depremde Van ciddi bir yıkım yaşamıştı. İşte o depremin gelmesinden korktuğum için Van'ı bekleyen tehlike 1648 diye yazı yazdım ve Van çevresindeki deprem riski diye belirtmiştim. Doğu Anadolu'daki fay Erzincan'dan Karlıova'ya kadar ilgilendiriyor şeklinde baktığımız zaman Karlıova'dan kuzeye bir sıçrama yapıyor ve Erzurum'un güneyinden yani Karayazı, Tutak, Çaldıran ve Hoy diye İran'a giden bir hat var. Diğeri Bingöl'den geliyor Muş ovasının kuzeyinden Van'a doğru giden bir hattır. Hepsi gelip Hoy civarında birleşiyor. Yani Doğu Anadolu'daki fay Karlıova düğümü değil Van'ın doğusundaki düğüm riskli
olduğu için o bölge ciddi riskli bir bölgedir" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'DE 3 FARKLI BÖLGE BÜYÜK DEPREM RİSKİ ALTINDA"
Türkiye'de günümüzde 3 farklı bölgenin büyük deprem riski taşıdığını belirten Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Net bir şekilde görülebilen veriler ile konuşursak 3 tane bölge söylemek mümkündür. Bir tanesi Bingöl ile Elazığ Palu arasındaki geçen yüzyıllarda kırılmayan Doğu Anadolu fayının bir bölgesidir. Diğeri ise 1600'lü yıllarda kırılan Aydın'dan Denizli'ye Denizli'den batıya doğru Kuşadası'na doğru giden Menderes Vadisi'nin kuzeyi kalan fay hattı ve üçüncüsü olarak Erzincan'da meydana gelen 1939 depremi Erzincan'ın batısındaki fay hattını kırdı 1992 yılında meydana gelen depremde ise 1939 yılında kalan fayın 30 kilometrelik küçük bir kısmını kırdı. Ama kırılmayan Tanyeli denilen yerden Karlıova'ya giden 100 kilometrelik bir fay hattı var. O bölümde kırılma olabilir. Bu 1784 yılında kırılmıştı. Bu kırılma oluştuğu dönemde Erzincan 1939 depreminde olduğu gibi yıkılmıştı. 1650'li yıllarda Aydın'da kırılan fay hattının kırılma periyodunun çok net bilmiyoruz.
1784 yılındaki Tanyeli Yedisu Karlıova'daki fay hattının daha önce ne zaman kırıldığını bilmiyoruz ama Erzincan'ın batısındaki 1939 yılındaki kırılma ve onun batıdaki devamı yaklaşık 300 yıl gibi bir ara ile devam etmişti. Ama Erzincan içindeki kırılmalar 1050 ve1200 yıllarından sonra 700 yıl gibi bir süre sonra devam etmişti. Doğuya doğru gidildikçe kırılma periyodu daha da uzuyor. Bu anlamda o fayın Erzincan'ın doğusunda ama Erzincan'ı etkileyecek bir fay hattı olarak karşımızda duruyor. Bingöl'deki fay 1784'lerde Palu ve Sivrice fayları kırılmıştı. Onun batısında kalan kesimde risk var ama oradaki fayın yılda bir santimetrelik bir hattı var. Bu yüzden çok büyük bir birikim yapmış değil olarak görünüyor. Erciş'teki kırılma güneye doğru Erciş'in Van üzerinde yaptığı bindirme gibi Van'da güneye doğru olan Gevaş ve Hoşap'a doğru bindirme yapıyor o bizi korkutan bir olgudur. İstanbul'da Kumburgaz'daki fay hattı 40 kilometrenin altındadır ama onun güneyinde asıl Kuzey Anadolu fay hattının Erzincan'dan çıkıpta İstanbul'da Çınarcık'a kadar geldikten sonra onun ana yolunu İmranlı'nın güneyinden Mudanya üzerinden Bandırma'ya doğru giden bir hatta deprem bekleniyor ve o hatta da 7 şiddetinde bir deprem olabilir ve bu deprem İstanbul'u sarsar ama Bursa ve Bandırma'ya daha fazla bir risk yaratır" dedi.

 
Tatbikat’ta nefes kesen tatbikat
 
Küçükler TDBB yönetiminde
YORUMLAR
 Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Deprem şehitleri dualarla anıldı
13 Mart 1992 tarihinde meydana gelen Erzincan depremin 20. yıldönümünde ...
Otobüs şarampole yuvarlandı
Ereğli ilçesinden 30 yolcu ile Erzurum istikametine giden yolcu otobüsünün ...
TDP’den sanat açılımı
Kars Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik (Kars Şube Müdürlüğü ekipleri ...
 
Kış besiciliği çileye dönüştürdü
Ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü Doğu Anadolu Bölgesinde, hayvancılıkla ...
Çat’ta milli coşku
Erzurum'un Çat ilçesinin düşman işgalinden kurtarılışının 94. yıl dönümü ...
Hasta kadınların gönlünü aldılar
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma ...
 
Kadınlar gününde örnek etkinlik
Iğdır'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle İl Müftülüğü ''Örnek Kadın ...
Işıkara, deprem gerçeğini anlattı
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 17 Ağustos'un bir deprem ülkesi olduğumuzu ...
Hanlar Geçidinde ulaşım durdu
Kars-Iğdır karayolu Hanlar Geçidi mevkinde zaman zaman açılan yolda, araçların ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Oyunun Müzakeresi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva