ÜÇ AYLAR NEDİR?
Bugün dinî literatürümüzde “üç aylar” olarak bilinen feyizli ve bereketli bir maneviyat mevsimine girmiş bulunuyoruz. 11 Ağustos 2005 Perşembeyi Cuma’ya bağlayan geceyi Regaib Kandili olarak idrak edeceğiz.
Türk-İslam geleneğinde bu aylar “mübarek” yani bereketli aylar olarak görülmüş ve adlandırılmıştır. Çünkü sırf bu zaman dilimine girmekle kendiliğinden ulaşacağımız bir kazançtan ziyade ibadetlerle, iyi ve doğru davranışlarla elde edilebileceğimiz bir sevap, çabayla hak edilecek bir bereket ve verimlilik vardır.
Üç aylar, dinî duyguların yoğunluk kazandığı, merhamet, şefkat, yardımlaşma ve dayanışma hislerinin doruk noktaya ulaştığı, hayır ve iyiliklerin arttığı bir mevsimdir. İnsanların geçmişin muhasebesini yaparak geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılma fırsatı bulacakları bir dönemdir. Hatalardan ve günahlardan temizlenme, hayırlı ve yararlı işleri daha da fazlalaştırma zamanıdır.
Dinî hayatımıza pozitif anlamda yeni bir heyecan, canlılık ve ivme kazandıran üç aylar ve bu aylar içinde yer alan kandiller, yaratılış gayemizi düşünmemiz, yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi değerlendirmemiz için son derece değerli fırsatlardır. Milletimizin “kandil” olarak adlandırdığı bu geceler, gönül evlerimizi aydınlatan ışıklardır. Üç aylar dediğimiz mübarek aylar içinde kutlanan ilk kandil de Recep Ayının ilk Cuma gecesi olan Regaib Kandilidir.
Regaib Kandili, Yüce Allah’ın (cc) af ve mağfiretinin istendiği, umut, huzur ve ilahî müjdelerle dolu bir gecedir. Yine bu gece; Miraç, Berat ve bin aydan hayırlı olan Kadir gecesinin müjdecisidir.
Bu mübarek gece ve onu izleyen aylar, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve tüm insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızın olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatmalı, yanlış ve kusurlarımızdan dönmemize vesile olmalıdır.
İnsan bir taraftan yaratılmışların en saygını, diğer taraftan da pek çok zaaf ve kusurla yüklü bir varlıktır. İnsanın hayatı boyunca devam eden zihinsel ve fiziksel aksiyonlardaki zıtlıklar arasında gidip gelmeleri ve çalkantılı hali de bundan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla ilahi rahmete fazlasıyla mazhar olan bu zaman diliminde kendimizi sorgulamaya ve dinin manevi ikliminde gönül huzuru, istikamet ve öz güven kazanmaya, ihtiraslarımızı dizginleyip küçük menfaat çekişmelerinden uzak kalmaya ihtiyacımız daha da artmaktadır. Bu vesileyle aramızdaki çekişmeleri, kin ve kırgınlıkları, şahsi menfaat hesaplarını bertaraf etmeli, Yüce Dinimiz’in bizden istediği, sevgi ve hoşgörü ortamının kurulmasına, kardeşlik ve beraberliğimizin güçlenmesine, insanî ve ahlâkî meziyetlerin yaygınlaşmasına gayret göstermeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle Regaib Kandilinin aziz milletimizin ve bütün İslam aleminin birlik ve beraberliğine, insanlık aleminin barış ve huzuruna vesile olmasını niyaz ediyoruz. (kaynak:Diyanet İşleri Başkanlığı)