ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Jandarmadan kaçamadılar
Jandarmadan kaçamadılar
Çiftçi’ye sağlık hizmetleri brifingi
Çiftçi’ye sağlık hizmetleri brifingi
Dal’dan başkent mesaisi
Dal’dan başkent mesaisi
Muşlu annelerin evlat nöbeti devam ediyor
Muşlu annelerin evlat nöbeti devam ediyor
Yunus Emre türbesinde Türk Düşünce Tarihi Dersi
Yunus Emre türbesinde Türk Düşünce Tarihi Dersi
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
11 Şubat 2010 Perşembe - 02:46

Toplumsal Uyum Ve Farklılıklarımız

Her insan çevresi, yetişme şekli, mizacı ve düşünceleriyle yekdiğerinden farklılık arz eder, farklı düşünür farklı söylemlerde bulunur. Bu, toplumda ayrılığın varlığını göstermez. Farklılık vardır ama ayrılık yoktur.

Toplumsal Uyum Ve Farklılıklarımız

Toplumu oluşturan, bir araya getiren unsurlar arasında uyumun olması asıldır. Bu uyumun varlığı, toplum içerisinde tefrikanın olmamasına, kardeşlik ruhunun öne çıkmasına yöneliktir. Bu durum toplumun kendisini ifade edebilmesi ve kendisini geliştirebilmesi açısından da gereklidir.
Her insan çevresi, yetişme şekli, mizacı ve düşünceleriyle yekdiğerinden farklılık arz eder, farklı düşünür farklı söylemlerde bulunur. Bu, toplumda ayrılığın varlığını göstermez. Farklılık vardır ama ayrılık yoktur. İyi niyetli olma kaydıyla farklı düşüncelerin varlığı normal karşılanması gerektiği gibi toplumun selameti adına da hoş karşılanabilmelidir. Zira farklı düşüncelerin çarpışmasından hakikat ortaya çıkar. Burada öne çıkarılması gereken hassasiyet, kişilerin kendi fikirlerini ön plana çıkarmaları değil de çözümün ve hakikatin ortaya çıkması derdi ve endişesi olmalıdır.
Kişilerin kendi fikirlerine değer vermeleri tabii kabul edilebilir olmakla beraber sadece ben merkezli düşünceler serdetmek doğru değildir. Çözümün bir parçası olabilmek önemlidir. Dolayısıyla düşünceler ve fikirler doğruyu bulmaya matuf olmalıdır. Kendi benliğini ifade eden, öne çıkaran cümleler olmamalıdır. Zira kişilerin benlikleri ön plana çıktığı noktada çözüm kendiliğinden kaybolur. Artık benlikler çarpışmaya başlayacaktır. “Benim dediğim senin dediğin” önemli hale gelecektir. Hâlbuki önemli olan doğrunun ve güzelin bulunmasıdır. Dolayısıyla güzel ve doğru olanın, kimin fikirleri ile ortaya çıktığı önemli değildir. Bu ise kendisi dışındaki kişilerin fikirlerine değer vermeyi öğrettiği gibi, kendisi dışındakilerden de gelse çözüm, sevinmenin gerekliliğini de öğretmektedir. Dolayısıyla kişiler de sevinme ve üzülme kişinin kendisiyle ilintili olmamakta, hakikatin ve çözümün zuhur etmesiyle ilgili olabilmektedir. Bu da asıl olanın kişilerin kendilerinin değil de toplumun salah bulması, çözüm elde etmesi şeklinde bir neticeyi oluşturur.  
İşte fikirlerde, düşüncelerdeki farklılıklar insan tabiatının gereğidir. İnsanların farklı şeyleri ortaya koymaları da pek tabiidir. Hal böyleyken niyetlerde doğrunun bulunması adına serdedilen fikirler, farklılık arz etse de bu bir ayrılık sebebi olarak algılanmamalıdır. Aslında bu anlamda fikirlere değer verme; özgürce fikir üretebilmeyi, farklı da olsa karşıdaki kişinin fikrini kabul edebilmeyi de gösterir. Ayrıca bu durum, kendi nefsini aşabilmiş, önceliğini toplumun selameti olarak görebilen, toplum için kendini feda edebilen fertlerden oluşmuş ileri seviyede bir toplumun hususiyetlerini de gösterebilmektedir.
Düşüncelere saygı önemlidir. Fikirleri dinleyebilmek çok daha önemlidir. Fikirlere değer vermek ve dinlemek, fikirlerin sahibine de değer vermek demektir. İyi niyetli olduktan sonra, kabul edelim veya etmeyelim her düşünceye açık olabilme en önemli erdem olmalıdır. Bu ise fikirlerin farklılığıyla beraber toplumda birbirlerini sevebilen insanların varlığı demektir. Kardeşliğin tesisi, tefrikanın girmemesi adına çok önemlidir. Tamir zor, tahrip kolayken, kolayı seçerek, topluma fitne tohumları atma yerine, toplumun inşası, kendine gelmesi, topyekun bir yürek misali atmasına yönelik gayretlerin içerisinde olabilmek önemlidir.
Ayetlerde geçen “Müminler ancak kardeştirler” (Hucurat Suresi, 10. ayet) ve “Biz sizleri bir anne ve bir babadan yarattık” (Hucurat Suresi, 13. ayet) ifadeleri bizlere her daim toplum içerisinde uhuvvetin varlığının ne denli önemli olduğuna işaret etmektedir. Her mamur toplumun arkasındaki gizli sırrın bu olduğunu ihtar etmektedir. Dolayısıyla toplumda ayrılığa kavgaya sevk edecek her türlü fikrin her türlü eylemin, her türlü art niyetin karşısında da topluca olunması gerektiğini de söylemektedir. Toplumu toplum yapan en önemli dinamiğin toplumun birlik elde etmesi vifak ve ittifak içerisinde hareket etmesi olduğunu hatırlatmaktadır.
Hal böyleyken kavganın ve anarşinin, ayrılığın tarafı olmamak gerektir. Eğer insan iyi niyetli ve haklı dahi olsa fitne sebebi oluyorsa, bir şeyler çözüm elde etmiyorsa, gerektiğinde hakkından dahi vazgeçebilmelidir. Körü körüne, önyargılı düşüncelerinden vazgeçebilmelidir. Tek doğrunun sanki sadece kendisinden sudur ediyormuşçasına kuru kuruya kendi iddiasında inat etmek anlamsızdır. Mutlak manada önemli olanın toplumdaki barış olduğunu yine Kur’an Ayetleri bizlere ifade etmektedir. İnsanlar, hayrın; mutlak ölçülerin önünde teslim olabilmeli en doğru diye bildiği düşüncelerinden dahi gerektiğinde vazgeçebilmelidir.  
Olumlu ihtilafı (farklılığı) destekler mahiyette, Efendimizin “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” şeklinde beyanları da vardır. Örneğin asli meselelerde değil de feri meselelerde farklı görüşlerin ortaya çıkması, mezheplerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Mezheplerin varlığı da dinin daha iyi anlaşılmasını sağlamış ve dinin yaşanmasını kolaylaştırmıştır. Bu ise toplum için bir rahmet olmuştur denilebilir.
Sonuç olarak niyetlerin samimi ve hedefin doğru olduğu noktada usul açısından vesileler veya araçlar da farklılıklar söz konusu olabilir. Herkes kendi meşrebine uygun, yani tuttuğu doğru yola uygun hareket edip hep güzelin iyinin peşinde olması ve aynı amaca, fakat farklı yollardan giden diğer meşreplerin yanlış olduğu düşüncesine kapılmadan, eleştirilerine, gıybetlerine girmeden yapılan her gayret ve her hamle rıza televvünlü, hakikat yörüngelidir. Ve buna müspet bir gayret ve müspet ihtilaf (farklılık) denilebilir. Yani gayretlerde başkalarını tahrip ve tahkir yoksa bilakis tamir ve tadil varsa bu müspet ihtilaftır.
Ayrıca hakkın tarafı olmak güzelin tarafın da yer almak gerekir. Körü körüne taasupvari sadece kendi düşüncelerini doğru görüp, diğer düşünceleri yok sayan, yok saymanın ötesinde hakaretlerle, iftiralarla itham eden bir düşünceye, meşrebe taraf olmamak gerektir. Akıl da izan da, gönül de din de tecrübelerde bunu haykırmaktadır.
Son söz olarak; taraf olmak lazım ama Hakk’ın tarafın da, haklının yanında olmak lazım. Neye ve kime göre denilirse yine Hakk’ın ölçülerine göre Hakk’ın tarafı olmak lazım, kendi düşüncelerimize veya birilerinin düşüncelerine göre değil…

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen 5 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türkiye’nin Erozyon Dedesi: “Hayrettin Karaca”
90’lı yılların başında kurulan, TEMA Vakfı olarak kamuoyunda bilenen “Türkiye ...
Gemalmaz Çarşısından Erzurum'u Temaşa
Çarşının en canlı ve muhabbetli dükkânı dün olduğu gibi bugün de Yakutiye ...
Yaşlılık ve yaşlılara karşı tutum
Zamanın nasıl da hızlı geçtiğini fark ederiz günün birinde.
 
Cumhuriyet Caddesi'nin Hikayesi
Bir zamanların en gözde mekânlarının olduğu Mahallebaşı, Gölbaşı, Nazik ...
“İsmet İnönü’nün Hatıraları” Üstüne..
Bulgar General: Yüzbaşı Efendi, bir gün vatanınız sizinle iftihar edecektir. ...
Dayatılan Yaşam Ve Özenti
Öyle zannediyorum ki, insanlık şimdiki kadar, bu denli her şeye sahip ...
 
Uygur Türkleri’nin Yıldızı: “Rabia Kadir”
Bir ülke ve devletin, kamuoyunda haksız duruma düşmemek için; toplumsal, ...
Tüketirken Tükenmeme..
Servet sahibi olma bir fazilet sebebi değildir. Servet sahibi olmama da ...
Aleksandr Puşkin’in Erzurum Yolculuğu
Kendi çapımda iyi bir kitap okuyucusu olduğumu söyleyebilirim. Okuduğum ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva