SANATÇI TAYTOYOĞLU, GÖNÜLLERDE YAŞATILIYOR

SANATÇI TAYTOYOĞLU, GÖNÜLLERDE YAŞATILIYOR 1997ile 2005 yılları arasında Erzurum Devlet Tiyatrosunda görev yapan ve trafik kazası sonucunda32 yaşında hayatını kaybeden Meral Taytuğlu’nun babası emekli polis memur Hasan Ali Taytuğlu, kızının vefatından sonra yaptıkları çalışmalar ve Erzurum da yapmayı planladıkları etkinlikler hakkında Gazeteniz ERZURUM’a konuştu. Daha önce Erzurum Devlet Tiyatrosu'nda çalışan, burada rol aldığı oyunlar ve kentte halka yönelik ücretsiz verdiği diksiyon kurslarıyla vatandaşların büyük sevgisi kazanan Taytuğlu'nun ölümsüzleştirilmesi için, memleketinde çeşme yapıldı, ismine dernek kuruldu. Erzurum da bulunan Desibez sanat evinde ismine sahne oluşturuldu. Baba Hasan Ali Taytuğlu şimdide Erzurum da anma konseri düzenlemeye hazırlanıyor. Trajik bir şekilde hayatını kaybeden sanatçının mezar taşında şu ifadeler yer alıyor, “Değişimci, inançlı ve hürdü, öngörülü, tiyatro sanatçısıydı. Erzurum da ışık oldu parladı, yöre halkı ülke insanı arkasında ağladı’ Hasan Ali Taytuğlu ile yaptığımız söyleşiyi sunuyor, iyi haftalar diliyoruz. 1997ile 2005 yılları arasında Erzurum Devlet Tiyatrosunda görev yapan ve trafik kazası sonucunda32 yaşında hayatını kaybeden Meral Taytuğlu’nun babası emekli polis memur Hasan Ali Taytuğlu, kızının vefatından sonra yaptıkları çalışmalar ve Erzurum da yapmayı planladıkları etkinlikler hakkında Gazeteniz ERZURUM’a konuştu. Daha önce Erzurum Devlet Tiyatrosu'nda çalışan, burada rol aldığı oyunlar ve kentte halka yönelik ücretsiz verdiği diksiyon kurslarıyla vatandaşların büyük sevgisi kazanan Taytuğlu'nun ölümsüzleştirilmesi için, memleketinde çeşme yapıldı, ismine dernek kuruldu. Erzurum da bulunan Desibez sanat evinde ismine sahne oluşturuldu. Baba Hasan Ali Taytuğlu şimdide Erzurum da anma konseri düzenlemeye hazırlanıyor. Trajik bir şekilde hayatını kaybeden sanatçının mezar taşında şu ifadeler yer alıyor, “Değişimci, inançlı ve hürdü, öngörülü, tiyatro sanatçısıydı. Erzurum da ışık oldu parladı, yöre halkı ülke insanı arkasında ağladı’ Hasan Ali Taytuğlu ile yaptığımız söyleşiyi sunuyor, iyi haftalar diliyoruz. MERAL TAYTUĞLU KİMDİR? Meral Taytuğlu,1996 yılında Bilkent Üniversitesi M.S.S.F. Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. 1997 yılında Erzurum Devlet Tiyatrosu’nun açılış oyununda oynayan Taytuğlu, aynı tiyatroda 8 yıl sahneye çıktı.Taytuğlu, Erzurum Kültür Merkezi Kültür Sanat Derneği tarafından halka açık düzenlenen ücretsiz diksiyon kurslarında görev aldı.2005 yılında Ankara’ya tayin olan Taytuğlu, TRT’de de uzun yıllar radyo sunuculuğu yaptı. TRT’de yayınlanan ‘Tanı Bakalım’ adlı programı sundu. ‘Beğendiğiniz Gibi’, ‘Sevgili Doktor’, ‘Carmela İle Paolino’, ‘Scapin’in Dolapları’ ve ‘Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası’ adlı oyunlarda görev yapan Taytuğlu, en son, ‘El Ele’ adlı oyunda rol almıştı. Yozgat’tan Ankara’ya dönerken geçirdiği trafik kazası sonucu vefat eden Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Meral Taytuğlu (32), İzmir’in Ödemiş İlçesi’nde toprağa verildi. BABA TAYTUĞLU GAZETENİZ ERZURUM’A KONUŞTU Emekli polis memuru Hasan Ali Taytuğlu, ERZURUM gazetesine, yaptığı açıklamada kızı Meral Taytuğlu’nun Erzurum aşığı olduğunu belirterek, kızının ölümsüzleştirilmesi için çalışmalarının devam edeceğini ifade etti. FAKİR BİR AİLENİN ÇOCUĞUYDUM Meral Taytuğlu ve bundan sonra yapacakları çalışmaları sorduğumuzda şu ifadeleri kullanıyor, “ Kızım Meral Taytuğlu, “Bataklıktan çıkmış, yetişmiş bir güldür. Fakir bir ailenin çocuğu idim. Ailem buluğ çağında beni sahiplenmediği için, okuyamadım. Lise ve üniversite eğitimi rüyalarını süslerdi. Ben bir neslin adam olması için bir neslin ona fedakârlık yapmasına inanırım. Yani baba ve annelerin çocukları için fedakârlık yapması gerektiğine inanırım. Çocuğun, anne ve babasından önde olması gerektiğini düşünürüm. Ailede yaşanan değişim ve gelişim ülkenin paralellik gösterir. Bu bağlamda bireyin ailenin toplumun kendisine hedef koymasından yanayım. Hedeflerini yakalayanlar hedeflerini büyütmek durumundadırlar. Bu duygu ve düşünceler içerisinde polis memur maaşı ile ve ek işler yaparak oğlumu ve kızımı üniversitede okuttum. Hani derler ya yemedim yedirdim, babalık ve annelik görevlerimizi yaptığımıza inanmaktayız. Anne ve babasından gerekli dersleri lan ve üniversite eğitimini tamamlayan canım kızım Meral’im Erzurum’da devlet tiyatrosunda çalışmak için teklif aldığında çok sevinmişti. Erzurum’a gidip tiyatro yapmasını asla yadırgamadım. Annesi her ne kadar tedirgin ise de onu teselli ettim. Bayrağımızın dalgalandığı her yer bizim memleketimizdi. Kendiside çok çok istedi. Erzurum’a ilk indiğinde, ben burada yaşarım demiş, oysa evden il ayrılışıydı. Anne baba olarak küçük bir tedirginliğimiz elbette vardı. Biricik kızımız evden uçuyordu bir yerde. iyi eğitilmiş iyi terbiye edilmiş, kim olursa asla korkmamak gerekir. biz öyle yaptık. Korkmadık. Ben emekli oldum. Kızım Erzurum’a gitti. Emeklilik sıkıyordu. Bana hatıralarımı yazma önerisinde bulundu. Hatta ilk daktilomun parasını o vermişti. Kızım daha sonra kendisine aldığı daktiloyu da bana verdi. Beni motive etmek için zaman zaman “ Büyük yazar neredesin?” diye takılırdı. Bana gaz verirdi. Baba kız çok iyi anlaşırdık. O ailemizin dinamosu, bizim motivasyon ustamızdı” DEĞİŞİME AÇIKTI Kızının eğişim konusundaki düşüncelerini de dile getiren Baba Taytuğlu, “ ailemizin değişiminde çok rol aynadı. Değişimci bir kızdı. Cahil okur yazar bile olmayan bir aileden zorla ortaokulu bitirmiş bir babanın okur yazar bile olmayan bir aileden zorla ortaokulu bitirmiş bir babanın üniversiteli çocuklarıydı. Ağabey kardeş müthiş bir ikiliydi. Ağabeyi şu anda öğretmenlik yapmaktadır. Doğacak kızına Meral ismini koymayı düşünüyoruz. Meral değişimciliği çok benimsiyordu. Tabi toplumun değişimde tiyatronun rolü çok fazla. Canım kızım işini bulmuştu., ve severek çalışıyordu. Bir yandan tiyatro yapıyor, bir yandan özel radyolarda, hatta TRT Erzurum radyosunda sunuculuk yapıyordu. Diksiyon dersleri veriyordu. 81 İi de tiyatro kurmadan AB ye girmenin hayal olacağını ifade ederdi. Meral, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı, vatanını milletini seven bir sanatçıydı. Biricik varlığımı 14 Temmuz 2006 günü kaybettim. Trafik kazasında onu kurban verdim. Sanki sağ yanım felç olmuştu. Evet yiyip içiyorduk ama, zevk yoktu sevk yoktu. Sadece nefes alıyorduk. Yaşayan ölüydük adeta” diye konuştu. ÖLÜMSÜZLEŞTİRİYORUZ Ölümünden sonra kızının yaşatılması için yaptığı çalışmaları da anlatan Taytuğlu, “ ölümünden sonra harcını borcunu kendi paralarıyla ödedik. Mezarını ve hayır çeşmesini kendi paralarıyla yaptırdık. Ödemişteki evimiz dedesinden mirastı. Amcası hissesini kızıma vermişti. Böylelikle evin bizim olmasını sağlamıştı. Bizde paralarından bir kısmını evin tamiratına harcadık. Kapısını üstüne de Meral Taytuğlu diye yazdırdık. Onu yaşatacağız. Sanki ev müze gibi. Her tarafta onun kızımızın resimleri ve oynadığı oyunların afişleri ile dolu. Halen kan parası davamız devam etmekte, böyle bir apara alındığında Ödemiş Belediyesi ile kontak kurarak, belediyenin de yardımıyla kızımızın adının verileceği bir kreş veya ana okulu açmak için gayret içinde olacağım. Çünkü bir inansın yetiştirilmesi için kreşten başlanmasına inanmaktayım.” Dedi. ERZURUM’A BİR KAÇ KEZ GELDİM Kızı Meral’in çalıştığı dönemlerde Erzurum’a birkaç kez geldiğini belirten baba Taytuğlu, “ kızımın Erzurum da çalıştığı dönemlerde Erzurum’a birkaç kez geldim. Çok geldim. Gözlemlediğim kadarı ile kızım gerçek bir sanatçıydı. Sanki alında ilk görendi. Kızım bazı şeylerin farkınaydı. Yerel gazetelerin birisi ile yaptığı mülakatta, ‘camiye bütün Müslümanlar gidiyor, yani sineme sanatçısı da tiyatro sanatçısı da, tiyatroya da bütün Müslümanlar gelmeliler. Hatta cami hocaları da gelmelidir. Oyunları izlemeliler. Almanya gittiğinde orada kilise görevlilerini, papazları ve kadın din görevlilerini tiyatro alanında görmek pekâlâ mümkündür. AB bugün dini sistemleştirmiştir. Kızım bu ışığı görmüş, bu yüzdende tüm insanları Müslümanları ve hatta cami hocalarını tiyatroya davet etmiştir” dedi. BUNDAN SONRADA ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK Bundan sonrada yapacakları çalışmaları da ERZURUM gazetesi okuyucularıyla paylaşan Taytuğlu, “ Ankara da kızımın adına Meral Taytuğlu, eğitim, kültür ve sanat adı altında bir dernek kurduk. Ancak aile olarak, Ödemişte oturmaya mecburuz. Ödemişte tde onun adına bir dernek kuracağım. Adına düşündüğümüz kreş ve anaokulunu gerçekleştirmek için, çabalayacağız. Bizim bundan sonraki yaşamımızın asıl nedeni bu olacak. Arkadaşları onu anmak için geniş katılımlı bir konser tertip ettiler. İnşallah kreş ve anaokulu açılışında da bir konser daha düşünüyoruz. O zaman Erzurum’a gelmeyi düşünüyorum. Yaşam sedaca yemek içmekten ibaret değildir. Yaşamı yaşam yapan mana ve önem katan sanattır. Sanattan yoksun milletlerin hayat damarları kopuktur. Demiştir ulu önder. Sana ve spor yapmayı bilmeyen uluslar gerçek yaşamla barışık değildirler” diye konuştu. BACINOĞLU:3 SENE AYNI SAHNEYİ PAYLAŞTIM Erzurum Devlet Tiyatrosu Müdürü Ahmet Burak Bacınoğlu’ya Meral Taytuğlu ile ilgili görüşlerini sorduğumuza şu görüşlere yer veriyor; “ Meral Taytuğlu ile ilgili bir şeyler söylememi istediğinizde ne söyleyeceğimi bilemedim. 3 sene aynı sahneyi paylaşma şerefine eriştim. Bence Meral ile geçirdiğim yıllar son derece keyifliydi., dünya tatlısı bir insandı, sevilmemesi gibi bir şey mümkün değildi. Çünkü çevresindeki herkese pozitif enerji yayardı. Tiyatroya ve kulisi her girişinde mutlaka şarkı söylerdi. Keşke şimdide söylese seni seviyoruz, ruhun şad olsun” diye konuştu. EN YAKIN ARKADAŞI TAYTUĞLUYU ANLATTI Meral Taytuğlu’nun en yakın arkadaşı Yıldız Aksakal da Meral Taytuğlu’nun Erzurum’u çıok sevdiğini ve halka hizmet etmek için çok sayıda ücretsiz diksiyon kursuna gönüllü olarak katıldığını ifade etti. Meral Taytuğlu ile ilgili anılarını gözyaşları içerisinde anlatan Aksakal, “ Meral Erzurum’u çok severdi. Erzurum aşığıydı. Özel dershanelerden gelen diksiyon derslerini kabul etmeyip, kültür merkezinde ücretsiz ve çok katılımlı kurslara da gönüllü olarak çalışırdı. Tüm parası kitaplara harcamayı tercih ederdi. Kültürlü, okumayı seveni, hassa ve arkadaş canlısı biriydi. Vefatı beni derinden yaraladı” Dedi. ANISINI PAYLAŞTI Erzurum da onunla ilgili bir çok anısı olduğunu belirten aksakal, “ Bir gün ramazan ayında oruç tutuğumuz bir gün, birkaç çeşit sebzeyle salata yaptık. Bir gurup arkadaşımıza bu salatayı ikram ettik. Salatayı bir çok arkadaşımıza vermemize rağmen yinede arttığını gören Meral, bu salata ne kadar bereketliyi. Erzurum da ramazanın önemini ve bereketini bir kez daha gördük dedi.” Arkadaşının ona yazdığı son yazıyı da okuyucularımızla paylaşan Aksakallı, “ Sevgili bacım, neleri paylaştık seninle, bize özel ne güzel şeyler yaşadık. Birbirimizden çok şey öğrendik. Bir kardeş, bacı, kardeş, arkadaş, ana. can, dost, her şey olduk. Aşk önemli benim için, dost sevgili, vatan aşkı sen bunların içindesin. Birgün bu yazı silinecek, belki ayrı yollarda, çizgilerde olacağız. Ama yüreğimdeki Yıldız aşkı hep baki kalacak. Bizim dostluğumuz yazılmaz yaşanır. Arkadaşımın en sevdiği DOUGLAS MALLOCH’ın şiirini sizlerle paylaşmak, istiyorum. O hep en iyi olmayı başardı; Dağ tepesinde bir çam olamazsan Vadide bir çalı ol Fakat, oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olmazsan bir ot parçası ol, bir yola neş'e ver. Bir mis çiçeği olamazsan bir saz ol. Fakat, gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz. Dünyada hepimiz için birer şey var. Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir. Cadde olamazsan patika ol. Güneş olamazsan yıldız ol. Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir. Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın.” O Erzurum da en iyi olmayı başardı” diye konuştu.