ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
 Erdem’den Türkçe hassasiyeti vurgusu
 Erdem’den Türkçe hassasiyeti vurgusu
Erzurum SYDV verileri açıklandı
Erzurum SYDV verileri açıklandı
Oltu Derebaşı’nda gölet taştı
Oltu Derebaşı’nda gölet taştı
Askeri bando 19 Mayıs konseri büyük ilgi buldu
Askeri bando 19 Mayıs konseri büyük ilgi buldu
Tanfer: ’19 Mayıs milli uyanışın sembolü’
Tanfer: ’19 Mayıs milli uyanışın sembolü’
HABERLER>TÜRKİYE
29 Şubat 2012 Çarşamba - 00:58

‘Rüku ve secde dışında eğilmedik ‘

Bugüne kadar rüku ve secde dışında asla eğilmediklerini ifade eden Erdoğan, "Bundan sonra da dik duracak, eğilmeyecek, milletin bu muhabbetini, vefasını, itimadını boşa çıkartmayacağız. Milletin muhabbetinden daha büyük bir rütbe yoktur. İhlas ve muhabbet her türlü oyunu bozar. AK Parti herkesin iktidarıdır" diye konuştu.

‘Rüku ve secde dışında eğilmedik ‘

ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçirdiği ikinci operasyonun ardından kısa bir istirahat dönemi geçirdiğini belirterek, "Bundan sonra çalışmalarımız ivme kazanarak devam edecek" dedi. AK Parti Grup Toplantısı, Başbakan Erdoğan'ın rahatsızlığı nedeniyle verilen iki haftalık aranın ardından dün gerçekleştirildi. Grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, operasyonun ikinci ve son aşamasının 10 Şubat'ta tamamlandığını belirterek, "Kısa bir istirahattan sonra çalışmalarımıza başladık. İnşallah çalışmalarımız bundan sonra ivme kazanarak devam edecek. Hayır dualarını esirgemeyen milletimize şükranlarımızı sunuyorum" dedi. RÜKÜ VE SECDE DIŞINDA ASLA EĞİLMEDİK Bugüne kadar rüku ve secde dışında asla eğilmediklerini ifade eden Erdoğan, "Bundan sonra da dik duracak, eğilmeyecek, milletin bu muhabbetini, vefasını, itimadını boşa çıkartmayacağız. Milletin muhabbetinden daha büyük bir rütbe yoktur. İhlas ve muhabbet her türlü oyunu bozar. AK Parti herkesin iktidarıdır" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, hafta sonu Taksim'de gerçekleştirilen Hocalı Katliamı anma mitinginde açılan pankartlarla ilgili değerlendirmede de bulunarak, "Birkaç münferit pankart, bu acıyı anmamızı engelleyemez. Oradaki kardeşlerimizin yasını tutmaya devam edeceğiz" diye konuştu. 28 ŞUBAT DEĞERLENDİRMESİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat'ın mağduru olarak bugün gururla ayakta olduklarını belirterek, "Bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat mimarları da 15 yıl içinde unutulmuş, tarihten silinmiş, millet onları da elinin tersiyle bir kenara itmiştir" dedi. Türkiye'nin yakın tarihinde, demokrasi tarihinde milletçi hiçbir zaman hatırlanmak istenmeyen bazı dönüm noktaları, bazı karanlık tarihler bulunduğunu belirterek, 27 Mayıs'ın, 12 Eylül'ün bu karanlık dönüm noktalarından bir tanesi olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bugün de işte böyle karanlık bir tarihin, bir demokrasi faciasının yıldönümünde grup toplantımızı gerçekleştiriyoruz. 15 yıl önce yaşanmış olan 28Şubat olayı demokrasi tarihimize kara bir leke olarak yazılmış, bir demokrasi faciası olarak, post modern bir müdahale olarak zihinlere kazınmıştır" dedi. "HEM SİYASETİ HEM TOPLUMU DİZAYN ETMEK İSTEDİLER" Erdoğan, 28 Şubat müdahalesinin, 27 Mayıs'ın, 12 Mart'ın ve 12 Eylül'ün devamı niteliğinde, aynı zihniyetin, aynı görüşün ve aynı ideolojinin eseri bir müdahale olduğunun altını çizen Erdoğan, "28 Şubat'ta farklı yöntemler kullanılmıştır, farklı bir tarz izlenmiştir; ama nihayetinde tıpkı öncekilerde olduğu gibi millet iradesi ve bizatihi milletin kendisi hedef alınmıştır. Seçimle gelmiş anayasa ve yasalar çerçevesinde görev üstlenmiş bir hükümet, kışkırtmalar, kirli senaryolar, bazı medya ve sivil topluk örgütlerinin de içinde yer aldığı tertiplerle görevden uzaklaştırılmış, siyaset adeta dizayn edilmek, vesayet altına alınmak istenmiştir. 28 Şubat'ın arkasında çok büyük bir enkaz bıraktığını özellikle hatırlatmak durumundayım. En başta demokrasi ve Türkiye ekonomisi bu müdahaleden ağır yara almıştır. Tıpkı 27 Mayıs ve 12 Eylül'de olduğu gibi Türkiye fakirleşmiş, dışlanmış, yokluğa, yoksulluğa ve umutsuzluğa mahkum olmuştur" şeklinde konuştu. 28 Şubat sürecinde yüzlerce insanın inançlarından, görüşlerinden ve görünüşlerinden dolayı mağdur edildiğini belirten Erdoğan, "Bürokraside cadı avı başlatılmış, hukuksuz işten atmalar, uzaklaştırmalar, sürgünler yaşanmış, fişlemeler gerçekleşmiş, televizyon ekranlarından ve gazete sayfalarından inançlı kesimlerin hissiyatı ağır bir saldırıya maruz kalmıştır. Hükümet, ağır bir kuşatma altına alınırken, yerel yönetimlerle farklı baskılar altına alınmış, belediyelerin hizmet ve çözüm üretmesinin önüne geçilmiştir. 28 Şubat sadece siyaseti değil, toplumu da dizayn etmek gibi gerçekten fecaat arz eden bir niyet sergilemiş; ilkokullardan üniversitelere, Kur'an kurslarından camilere kadar her alanda milletin hissiyatıyla uyuşmayan düzenlemeler yapılmıştır" diye konuştu. Üniversite kapılarında milletin evlatlarının rencide edildiğini ifade eden Erdoğan, "Nice kız öğrenci inançlarından dolayı, kılık kıyafetinden dolayı, eğitimden soğutulmuş, kılık kıyafetinden dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır" dedi. "BAŞÖRTÜLÜ KIZLARIN AHI, VAHI YERDE KALIR MI?" O döneme ilişkin bir anısını da anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Hastayım, ben de bugünkü Bezmi Alem'de yatıyordum. İki tane kız yanıma geldi ve 'hayırdır, nedir rahatsızlığınız?' diye sordum. O zaman belediye başkanıydım. 'Ne olacak başkanım, kafayı üşüttük' dediler. 'Niye?' dedim; 'Eğitim, öğretim hakkımız elimizden alındı da onun için' dediler. Meğerse Bezmi Alem'in o dönemde orada psikolojik tedavi yaptırmak üzere gelmişler, orada yatıyorlar. O sadece iki taneydi, o sayılar aslında yüzlerce binlerce kızımız için geçerli. Bu ülkede bunlar yapıldı. Bunların ahı, bunların vahı yerde kalır mı?" Erdoğan, bu gördükleri olaylar dışında bir de görmedikleri olaylar olduğunu belirterek, "Ama elhamdülillah, iş şu anda yoluna girdi, rayına oturdu. 27 Mayıs, 12 Eylül bu millete çok ağır bedeller ödetti, çok ağır faturalar yükledi. Aynı şekilde 28 Şubat da bu ülkeye ağır bedeller ödetmiş, ağır faturalar yüklemiş, Türkiye'nin kalkınma ivmesini yavaşlatmış, iyice düşürmüş, Türkiye'nin ilerleme hamlesine ağır bir darbe vurmuştur. Şunu bugün tüm samimiyetimde, açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum: Biz 28 Şubat'ın mağduru olarak bugün gururla ayaktayız, buradayız. Sizler 28 Şubat'ın mağdurları olarak bugün büyük bir gururla ayaktasınız ve buradasınız. TBMM 28 Şubat'ın bir mağduru olarak bugün burada ve millet iradesini gururla, onurla temsil ediyor" şeklinde konuştu. "28 ŞUBAT'IN MİMARLARI VE TAŞERONLARINI TARİH ASLA AFFEFTEMEYECEK" 28 Şubat'ta hakkı yenen, mağdur edilen, rencide edilen insanların artık haklarına kavuştuğunu belirten Erdoğan, "Üniversite kapısından döndürülen, ikna odalarında işkenceye maruz bırakılan, eğitim hakları ellerinden alınan kız kardeşlerimize bugün geç de olsa artık itibarları iade ediliyor. Ama inanın, 28 Şubat'ın mimarları bugün toplum önüne, toplumun huzuruna çıkmaktan çekiniyor, tarih ve toplum karşısında telafi edilemez bir mahcubiyet yaşıyorlar. Kendi şahsi hırsları ve çıkarları için millet iradesini çiğneyenleri ne toplum ne de tarih asla affetmeyecektir. Şundan emin olunuz; tarih 28 Şubat'ın mimarlarını olduğu kadar, taşeronlarını, taşeron sivil toplum yöneticilerini, taşeron medya kuruluşların ve yazarını da üzerinden bin yıl bile geçse bile affetmeyecek, alınlarındaki o kara lekeyi silemeyecektir" dedi. Başbakan Erdoğan'ın 27 Mayıs'ın mimarlarının bu millet tarafından ademe mahkum edildiğini, 12 Eylül mimarlarının da millet tarafından yokluğa mahkum edildiğini belirterek, "Bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat mimarları da 15 yıl içinde unutulmuş, tarihten silinmiş, millet onları da elinin tersiyle bir kenara itmiştir" dedi. BU MİLLET 28 ŞUBAT'LA DA YÜZLEŞİYOR VE YÜZLEŞMEYE DEVAM EDECEK" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da, Ergenekon'la mücadelede hatırlamadığı demokrasiyi sadece kurultay kürsüsünde hatırladığını belirterek, "Demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz? Demokrasiye bu kadar tutkundunuz de 27 Nisan'da neden sesiniz soluğunuz çıkmadı? Bunların demokrasi aşkı platoniktir. Bunlar demokrasiyi ancak uzaktan severler. Yapacak bir şey yok, CHP'nin jetonu maalesef çok ama çok geç düşüyor" dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin 12 Eylül'le yüzleştiğini ve yine bir 12 Eylül'de gerçekleştirilen halkoylaması ile 12 Eylül'den de hesap sorduğunu ve 12 Eylülcülerin yargılanması için hukuk yolunu açtığını belirten Erdoğan, "Kimsenin endişesi olmasın, bu millet 28 Şubat'la da yüzleşiyor ve yüzleşmeye devam edecek. 28 Şubat'ın bu ülkeye bu millete, demokrasi ve ekonomiye ödettiği bedelin hesabı da soruluyor ve sorulmaya devam edecek" diye konuştu. KILIÇDAROĞLU'NA 'YUNUS EMRE' YANITI Başbakan Erdoğan, AK Parti İstanbul Gençlik Kolları Kongresinde kullandığı Necip Fazıl'a ait ifadeler üzerinden günlerce birilerinin fırtınalar koparttığını belirterek, şöyle devam etti: "Ne diyor üstat; 'Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlik' diyor. Tabii bu sözün sahibinin Necip Fazıl olduğunu bilemeyen cahiller, hemen yorum yapmaya başladılar. Çünkü o da, o zindanlarda çok çekti, oralardan haykırdı. Bazı CHP'liler nasıl olduysa Yunus Emre'yi hatırlamış, bize Yunus'la cevap veriyorlar. Biz kime karşı Yunus'un, kime karşı da Köroğlu'nun, Dadaloğlu'nun diliyle konuşacağımızı çok iyi biliriz. Mazlumun, mağdurun, masumun, yolda kalmışın, ihtiyaç sahibinin, insanın karşısında bizim dilimiz Yunus'un dilidir, Mevlana'nın dilidir. Ama zalime karşı, diktatörlere karşı, dikta heveslilerine, millet iradesinin düşmanlarına, onların taşeronlarına karşı da dilimiz Köroğlu'nun dilidir, Dadaloğlu'nun, Necip Fazıl üstadın dilidir." "GEÇMİŞTEN DERS ALINMADIĞI İÇİN 28 ŞUBAT YAŞANMIŞTIR" Mehmet Akif Ersoy'un 'Geçmişten adam hisse kaparmış, ne masal şey. 5 bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi? Tarihi, 'tekerrür' diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi' sözlerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Evet, 27 Mayıs'tan ibret alınmadığı için 1 Mart yaşanmıştır; 12 Mart'tan ibret alınmadığı için 12 Eylül yaşanmıştır; tüm bunlardan gerekli ders çıkarılmadığı için 28 Şubat yaşanmıştır. İşte AK Parti bu kısır döngüyü kırmıştır. AK Parti, yaşananlardan ders çıkararak 9 yıl boyunca demokratikleşme alanında tarihi reformlar yapmış, tarihi adımlar atmıştır. Millet iradesi bu dönemde anlam, içerik, güç kazanmıştır. Her türlü vesayet sisteminin üzerine kararlılıkla gidilmiş, millet iradesine kast eden çetelere karşı cesaretle mücadele verilmiştir. Dün olduğu gibi bugün de yarın da hiçbir şekilde vesayeti kabul etmiyor, millet iradesine dönük hiçbir girişime müsamaha göstermiyor, göz yummuyoruz. Özellikle bir şeyin üzerinde ısrarla durmamız lazım. Vesayetçi sistemin, vesayetçi siyaset anlayışının, özelikle bu ülkede millet iradesine musallat olmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde karar da, yetki de milletindir." "ERKLERİN SINIRLARINI AŞMASINI KABUL EDEMEYİZ" "Demokrasi dışı kurumların, yasama, yürütme ve yargıya hükmetmesini de, demokratik erklerin sınırlarını aşmasını da kabul etmeyiz" diyen Başbakan Erdoğan, milleti gayrı mümeyyiz görüp, milleti vesayete muhtaç görüp, kendi çıkarlarını öne çıkaranların bugün artık karşılarında milleti ve milletin partisi AK Parti'yi bulacaklarını söyledi. Babalarının 27 Mayıs gölgesinde, kendilerinin de 12 Eylül gölgesinde yaşadıklarını belirten Erdoğan, "Ama bugün 28 Şubat'ın da müdahaleci zihniyetin de gölge etmesine izin vermeyiz. Genç nesillerin istikbalinin gölgelenmesine seyirci kalmayız" dedi. "BUNLAR DEMOKRASİYİ, KURULTAY KÜRSÜSÜNDE HATIRLAR" Başbakan Erdoğan, 27 Mayıs'ın da, 12 Eylül'ün ve 28 Şubat'ın da, 31 Mart vakasıyla başlayan yaklaşık 150 yıllık çarpık bir görüşün ürünü olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Kendini milletin üzerinde gören bu seçkinci, kibirli ve ukala zihniyet çıkarının zedelendiği her dönemde millet iradesini çiğnemekten çekinmemiştir. Ne yazık ki başta CHP olmak üzere, kimi siyasi partiler de bu zihniyetin taşıyıcılığını ve hamiliğin yapmıştır. 27 Mayıs'a zemin hazırlayan, 27 Mayıs müdahalesine çanak ve alkış tutan CHP olmuştur. 12 Eylül müdahalesine zemin hazırlayan aynı şekilde CHP olmuştur. 28 Şubat'a sessiz, tepkisiz kalan, kenarda ellerini ovuşturan yine CHP olmuştur. Bunlar demokrasiyi sadece kurultaylarda işlerine geldiği için hatırlarlar. 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da, Ergenekon'la mücadelede hatırlamadıkları demokrasiyi, bunlar sadece kurultay kürsülerinde hatırlarlar. Dikkat edin, kurultayda demiyorum, kurultaylarında demokrasi olmadığını zaten gördük. Sadece kürsüde demokrasiyi telaffuz eder bunlar. Demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz?lonların taşeronlarına kar Demokrasiye bu kadar tutkundunuz de 27 Nisan'da neden sesiniz soluğunuz çıkmadı? Hatta o kadar ileri gittiniz ki 'Ankara'da da savcılar varmış' dediniz. Bunların demokrasi aşkı platoniktir. Bunlar demokrasiyi ancak uzaktan severler. Yapacak bir şey yok, CHP'nin jetonu maalesef çok ama çok geç düşüyor." "MAHMURLUKLARI GEÇİNCE ERGENEKON KONUSUNDA UYANACAKLAR" CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, geçen hafta 40 milletvekili Meclis'teki oylamaya katılmayınca, 'Bu kadar sık meyhaneye gitmeyin, gidecekseniz de bari hepiniz aynı meyhaneye gitmeyin' dediğini belirterek, şunları kaydetti: "Yazar Oğuz Atay'ın güzel bir sözü var, çok enteresan, medya bunu herhalde yazar. 'Türk solu geç kalkar, çünkü bir gece önce sabaha kadar içmiştir'. 28 Şubat konusunda, 27 Nisan bildirisi konusunda geç uyandılar, iş işten geçtikten sora ayıldılar. İnşallah mahmurlukları geçince Ergenekon konusunda da uyanacaktan ve bize de tıpkı bugünkü gibi sadece 'günaydın' demek düşecek." "AK PARTİ'Yİ İZLEMEYE DEVAM ETSİNLER" CHP'nin son kurultayında Kadın ve Gençlik Kolları Başkanlarını MYK'ya almakla övündüklerini belirten Erdoğan, "Kendilerine orada da 'günaydın' diyorum. AK Parti'yi izlemeye devam etmelerini temenni ediyorum. Lütfedip tüzüklerimizi bir inceleseler, çalışma esaslarımızı inceleselerdi, bu kadar büyük gaf yapmazlardı. Kendi partisi içinde demokrasiyi tesis edemeyen, muhalif seslere baskı uygulayan bir genel başkandan biz açıkçası demokratik duruş beklemiyoruz. Bizde Gençlik ve Kadın Kolları başkanımız MYK'nın da, MKYK'nın tabii üyesidirler, toplantılar katılırlar" dedi. "DERSİM KATLİAMINDAN DA GURUR DUYUYOR MUSUNUZ?" Kılıçdaroğlu'nun kurultaydaki konuşmasında, 'CHP'nin tek partili dönemine sahip çıktığını ve geçmişleriyle gurur duyduğunu' söylediğini belirten Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğu, Dersim katliamından dolayı da geçmişinizle gurur duyuyor musunuz? İstiklal Mahkemelerinden dolayı da gurur duyuyor musunuz? Yasaklarınızdan, baskılarınızdan, zulmünüzden, bu millete fitil fitil ödettiğiniz ağır bedellerden dolayı da gurur duyuyor musunuz? CHP'den bir enkaz devralan, 10 yılda ülke hazinesini dolduran, Türkiye'nin çehresini değiştiren Demokrat Parti'ye yaptığınız 27 Mayıs darbesinde dolayı da gurur duyuyor musunuz? Siz İstiklal Mahkemesi yargıcı Kel Ali ile, dersim katliamının mimarlarından Kılıç Ali ile, Necip Ali ile gurur duymaya, onların ismini parklara vermeye devam edin. Hiç merak etmeyin, biz bu ülkenin şehitleriyle, gazileriyle, alimleriyle büyük siyaset adamlarıyla gurur duyacak, onların isimlerini yaşatmaya devam edeceğiz" dedi. "MİLLET DİZİYİ BIRAKTI SENİ SEYREDİYOR" En son Çorum İskilip'teki bir hastaneye İskilipli Atıf Hoca'nın adını vererek bir hakkı teslim ettiklerini belirten Erdoğan, "Şimdi çıkmış, 'Başbakan 46 dakika konuştu, 45 dakikasını CHP'ye ayırdı, Başbakan CHP'den çekiniyor' diyor. Aynaya bak aynaya. Millet dizi seyretmeyi bıraktı sabah akşam keyifle seni seyrediyor. Ben de biraz herhalde şu tüzük kurultayında bakalım ne gibi değişiklikler olacak diye baktım. Bir de baktım ki Erdoğan kurultayıymış. Hatta bazı medya yorumcuları da 'grup konuşmalarından başka bir şey görmedik' dediler. Entrika, ayak oyunu, yalan, iftira, komedi, kumpas, komplo, aksiyon" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, CHP'den çekinmek için hiçbir neden olmadığını ifade ederek, "Biz Sayın Kılıçdaroğlu'ndan ziyadesiyle memnunuz. CHP'den bu haliyle fazlasıyla memnunuz. Günde on vakit çark eden, ayaküstü on yalan söyleyen, hakareti politika zanneden, millet nezdinde CHP nezdinde tüm itimadını tüketen bir genel başkandan biz ziyadesiyle memnunuz. CHP'nin başında böyle bir genel başkan olduğu müddetçe evelallah AK Parti' de gücüne güç katmaya devam edecek. Ancak Türkiye'de biz anamuhalefetin bu durumda olmasından rahatsızız. Ana muhalefet partisi genel başkanının böyle bir ruh halinde olmasından rahatsızız. Biz CHP seçmenini böyle bir genel başkana mahkum edilmesinden rahatsızız" dedi. CHP'Lİ İSA GÖK'ÜN TARTAKLANMASI CHP Kurultayında Kılıçdaroğlu konuştuğu sırada CHP Mersin Milletvekili İsa Gök'ün tartaklandığını hatırlatan Erdoğan, "Neredeyse orada işini bitireceklerdi. Sayın Kılıçdaroğlu oradaki rezalete engel olacağı yerde, şirazeden çıkmış şekilde hala bize hakaret ediyordu. Fakat bir taraftan da enteresan, oradaki emniyet mensuplarına 'beni CHP'lilerden korumayın' diyor. Ya dayağı yiyen CHP'li milletvekili, sadece bir dosya verecek, veremiyor. Ya senin milletvekilini dövüyorlar orada, sen hala diyorsun ki 'beni CHP'lilerden korumayın'. Bu kadar mantığın iflas ettiği an. İstediğiniz kadar hakaret edin, seviyeyi, üslubu ayaklar altına alın Sayın Kılıçdaroğlu, onların hepsi bizim kar hanemize yazılıyor. Sonuçta aynaya baktığınızda mahcup olan biz değil, siz olacaksınız" diye konuştu. "KUSURA BAKMA TÜSİAD SENİN ARZUN OLMAYACAK, MİLLETİN ARZUSU OLACAK" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD'ın 12 yıllık kademeli eğitime yönelik eleştirilerine tepki göstererek, "Kusura bakma TÜSİAD senin arzun olmayacak, milletin arzusu olacak. Neymiş, kızların okumasının önü kesilecekmiş. El insaf. Şöyle bir 9 senelik raporlara bir bakar insan. Şecaat arz ederken sirkat söylüyorsunuz. 12 yıl kademeli eğitimin ilk iki 4 yıllık döneminde devam mecburiyeti getiriyoruz; o yüzden kız çocukların okuldan koparılacağı endişesi tamamen yalandır, yersizdir" dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 28 Şubat'ın Türkiye üzerinde bıraktığı en büyük hasarın eğitimde olduğunu belirtti. Erdoğan, "İmam hatip liselerinin önünü kapatmak, dindar nesiller yetişmesini önlemek isteyen 28 Şubat aktörleri kesintisiz 8 yıl uygulamasıyla Türkiye'ye gerçekten büyük zarar verdiler. 28 Şubat sürecinde hedef sadece imam hatipliler mağdur olmadı. 28 Şubat süreci imam hatiplerle birlikte aslına Anadolu çocuklarını, yoksul ailelerin zeki çocuklarını hedef almıştır. 28 Şubat Anadolu'nun yoksul evlatlarının elinden fırsat eşitliğini almış, bu şekilde meslek liselerinin içini boşatmıştır. Merhum Adnan Menderes'le, merhum Turgut Özal'la Anadolu'nun zeki çocukları iyi üniversitelerde, iyi bölümlerde okuma fırsatına kavuşurken; işte bu ittihatçı zihniyet, CHP'li zihniyet, 28 Şubatçı elitist zihniyet bu çocukların önünü kapatmış, istikbalini de karartmıştır" diye konuştu. "28 ŞUBAT ANADOLU'NUN ŞAHLANIŞINA KARŞI YAPILDI" Eskiden bürokratik makamların ve zenginliğin babadan oğla geçtiğini belirten Erdoğan, Anadolu'nun bu çarkı bozduğunu söyledi. Erdoğan, "Yoksul ailelerin, köylülerin, çiftçilerin, kapıcıların, marangozların, terzilerin çocukları okudu. Vali, kaymakam, savcı, bürokrat olmaya başladı. 28 Şubat, hiç kimse kusura bakmasın, işte Anadolu'nun bu şahlanışına karşı da yapılmış bir müdahaledir" dedi. Erdoğan, AK Parti iktidarlarının kendi dönemlerinde bu seçkini yapıyı kırmak için yoğun mücadele verdiğini belirterek, başta eğitim olmak üzere her alanda fırsat eşitliğini en güçlü şekilde desteklediklerini söyledi. Eğitimi ülkenin en ücra köşelerine ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, okumanın önündeki her engeli tek tek kaldırdıklarını söyledi. "4+4+4, EN MODERN SİSTEM" AK Parti grubunun zorunlu eğitimin kademeli olarak 12 yıla çıkarılması için bir yasa teklifini sunduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti: "4, 4, 4 dünyada, özellikle de gelişmiş ülkelerde zorunlu eğitim 9 ile 13 yıl arasında uygulanıyor. Birçok gelişmiş ülke öğrencilerin yaş grubuna ve fiziksel özelliklerine göre kademeli bir eğitim sistem uygular. İlk ve orta öğretimin kademeli ve 12 yıla çıkartılmasını AK Parti olarak biz en başından beri savunduk. Bu üç kademeli bir eğitim, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sağlıklı ve en modern sistem. Bu sistemle 8 yıllık kesintisiz eğitimin Türkiye'ye verdiği ağır hasarı telafi edeceğiz. Meslek liselerininönü yeniden açılacak. Türkiye'nin, ekonominin ihtiyaç duyduğu eğitimli, birikimli, yetişmiş ara eleman ihtiyacı bu sistemle karşılanacak." Bugün Batı toplumunda bile meslek liselerine giden öğrenci oranının yüzde 65-70 olduğunu, Türkiye'de ise bu oranın tam tersi olduğunu ve düz liselerin oranının yüzde 70'lerde olduğunu söyledi. "KUSURA BAKMA TÜSİAD, SENİN ARZUN OLMAYACAK" 4+4+4 sistemine karşı başta CHP ve TÜSİAD olmak üzere malum çevrelerin verdiği tepkinin tamamen bayat, çağdışı ve Türkiye gerçeklerinden uzak tepkiler olduğunu belirten Erdoğan, 'taraf-bertaraf' tartışmalarına göndermede bulunarak, şunları kaydetti: "Demek ki CHP'nin taraf olduğu biliyoruz, yani TÜSİAD da taraf olabiliyormuş. Bu TÜSİAD daha önce yine imam hatiplerle ilgili olarak bir zata rapor hatırlatmıştı. Ve o raporla imam hatiplerin orta kısımları kapatıldı. Bunları cemaziyelevvelini biliriz. Bunların kininin ne olduğun biliriz. Bunu bildiğimiz için bu yanlışı düzeltmek bizim görevimizdir. Açıkçası, her ne konuda olursa olsun yapılan bir reform karşısında CHP'nin statükoya savunmasına, çağ dışılığı arzulamasına biz de milletimiz de alıştı. Ancak 8 yıllık kesintisiz eğitimin mimarlarından, akıl hocalarından biri olan TÜSİAD'ın bugün bir kez daha statükoculuğu savurması ibretlik bir durumdur. Kusura bakma TÜSİAD senin arzun olmayacak, milletin arzusu olacak." "SİZ İŞİNİZE BAKIN" Daha önce de TÜSİAD'a 'siz işinize bakın' dediğini hatırlatan Erdoğan, "Siz Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneğisiniz. Sanayide, ticarette ne söyleyeceksiniz, bunları söyleyin. Ama bu ülkenin eğitim sisteminde bu ülkenin evlatlarının, Anadolu'nun çocuklarının okumasına yönelik yolları kapatmaya gelip de bariyer oluşturmayın. Sıkılmadan şunu söylüyorlar; neymiş, kızların okumasının önü kesilecekmiş. El insaf. Şöyle bir 9 senelik raporlara bir bakar insan. Şecaat arz ederken sirkat söylüyorsunuz. 8 yıllık kesintisiz eğitimin en önemli mağdurları aslında sanayicilerdir. Buna rağmen tamamen ideolojik kaygılarla, 12 yıllık kademeli eğitime karşı çıkmak, zihinleri bulandırmak hiç kusura bakmasınlar TÜSİAD'ın geçmişten devraldığı ve bugüne yakışmayan eski bir roldür. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki rolünü sorgulasın. TÜSİAD önce 8 yıllık kesintisiz eğitimle, eğitim sistemine ve ekonomiye vurduğu darbenin özeleştirisini yapsın. Türkiye çok değişti, ben TÜSİAD'a da artık acilen değişmesini, kör ideolojiden ve kalıplarından kurtulmasını tavsiye ediyorum. Yeni eğitim sisteminde kız çocuklarının okul dışında kalacağı iddiasının hiçbir geçerli nedeni yoktur. Niye kalsın? Kesintili diyoruz. 4 okuyacak, 4 daha okuyacak ve burada herhangi bir ayrım yok ama ikinci dörtte tercih hakkı var. Meslek lisesiyse hangi meslek lisesi, düz liseyse hangi düz lise. Ama üçüncü dörde başlarken, orada isterse açık liseyi tercih edebilir, o ayrı mesele. Bir, iki de devam, üçüncü dörtte bu. Bunu yaparken bir rahatlama getiriyoruz" dedi. Erdoğan, 12 yıl kademeli eğitimin ilk iki 4 yıllık döneminde devam mecburiyeti getirdiklerini belirten Erdoğan, "O yüzden kız çocukların okuldan koparılacağı endişesi tamamen yalandır, yersizdir" dedi. İNSAN HAKLARI KOMİSYONU ÜYELERİNE 'KONUŞMAYIN' UYARISI Başbakan Erdoğan terörle mücadele, Uludere olayı ve MİT-yargı krizine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Kurumlar arasında çatışma varmış gibi göstermenin terör örgütünü sevindirecek bir girişim olacağını belirten Erdoğan, terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini ve edeceğini vurguladı. Uludere'yi başta eşi Emine Erdoğan ile bazı bakanlar ve eşlerinin de ziyaret edeceğini belirten Erdoğan, "Uludere'deki kardeşlerimizi unutmadık" diye konuştu. Uludere olayına ilişkin Heron görüntülerinin, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda izlendiğini hatırlatan Erdoğan, "Komisyon çalışmalarında gizlilik esastır. Önüne gelen çıkıp konuşma yapamaz. Her komisyonun bir başkanı olduğu gibi sözcüsü de vardır. Konuşmayı bunlar yapar. Bu komisyonda birileri hemen bir şeyler kaçırmak için daha bir şey netleşmemiş, müzakereler yapılmadan hemen açıklamalar yapmaya ve bir dezenformasyona gitme gayreti var. Tabii ki CHP'nin, BDP'nin her zamanki işi" diye konuştu.

 
'Kemikler en az 100 yıllık'
 
TBMM’de Hocalı Katliamı sergisi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Utanç yasası iptal oldu
Fransa Anayasa Konseyi , 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddinin ...
‘Azerbaycan'daki acı, bizim acımızdır’
Hocalı Katliamı protestosuna katılan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, ...
Hocalı katillerine lanet yağdı
Hocalı Katliamı'nın 20. yıldönümünde, Dağlık Karabağ'da Ermeniler tarafından ...
 
‘Ermenistan hesap vermeli’
Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Rahmi Özden Hocalı ...
Hocalı katliamının 20. yıldönümü!
25–26 Şubat 1992’de Hocalı’da Rus Ermeni işbirliği ile büyük bir soykırım ...
Akdağ nakilleri değerlendirdi
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ndeki yüz, ...
 
Türk Dünyası Erdoğan'a minnettar
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, ...
Yatırım için teşviki beklemeyin
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, işadamlarına cağrıda bulunarak yatırım ...
Büyükşehirlerden istişare Zirvesi
AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Gazze’den Doğu Türkistan’a Dinmeyen Ağıt: Akif’in Uyarısı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Konunun Mülkiyeti 
Ayhan Kara
Ayhan Kara
Ülkü Ocakları Mektebi ve Yiğido Mehmet Şarkışla
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Bir başarı Hikayesi: ‘Erzurumspor’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva