ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Erzurum’da ‘Kıskaç-11’ operasyonu
Erzurum’da ‘Kıskaç-11’ operasyonu
Ambulans kaldırıma çarptı: 2 yaralı
Ambulans kaldırıma çarptı: 2 yaralı
İlk mektuplarını Mehmetçiğe yazdılar
İlk mektuplarını Mehmetçiğe yazdılar
Horasan’da Ramazan bereketi
Horasan’da Ramazan bereketi
POMEM öğrencileriyle iftarda buluştular
POMEM öğrencileriyle iftarda buluştular
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
31 Ekim 2009 Cumartesi - 04:47

Prof. Dr. Bilgegil’in anısına

Cumhuriyet döneminde Türkiye’de kurulan ilk üniversite, önceleri darülfünun adıyla çalışmalarını sürdüren, 1933 yılında kabul edilen bir yasayla üniversite adını alan İstanbul Üniversitesi’dir. Alt yapısı önceden hazırlanmış ve birçok birimleri çalışmalarına başlamış olan Ankara ve İstanbul Teknik Üniversitelerinin resmen kuruluşu ise 1946 yılında gerçekleştirilmiştir.

Prof. Dr. Bilgegil’in anısına

Doç. Dr. Dilaver DÜZGÜN
 
Cumhuriyet döneminde Türkiye’de kurulan ilk üniversite, önceleri darülfünun adıyla çalışmalarını sürdüren, 1933 yılında kabul edilen bir yasayla üniversite adını alan İstanbul Üniversitesi’dir. Alt yapısı önceden hazırlanmış ve birçok birimleri çalışmalarına başlamış olan Ankara ve İstanbul Teknik Üniversitelerinin resmen kuruluşu ise 1946 yılında gerçekleştirilmiştir.
1955 yılında Ege ve Karadeniz Teknik Üniversitelerinin kurulmasıyla Türkiye’deki üniversite sayısı beşe çıkmıştır. Bunlardan sonra Türkiye’nin altıncı ve yedinci üniversiteleri olarak Atatürk ve Ortadoğu Teknik Üniversiteleri 1957 yılında çıkarılan kanunla kurulmuşlardır.
Kuruluş yıllarında Nebraska Üniversitesi model alınarak yapılandırılan, böylece bölge kalkınmasında önemli bir misyon üstlenmesi sağlanan Atatürk Üniversitesi, yarım yüzyılı aşkın geçmişinde sadece Erzurum’un ve Doğu Anadolu’nun değil, Türkiye’nin kalkınmasına ciddi katkılarda bulunan bir bilim kuruluşu olmuştur.
Hatta Türkiye sınırlarını aşarak dünyanın farklı ülkelerinde gerçekleştirdiği projeleriyle adını Türkiye dışında da duyurmuştur. Kafkasya ve Orta Asya ülkeleriyle ve bu ülkelerdeki üniversitelerle kurulan diyalogun son günlerde daha ileri bir düzeye taşındığını memnunlukla görüyoruz.
Atatürk Üniversitesi’nin ilk açılan fakülteleri olan Ziraat ve Fen-Edebiyat Fakülteleri başta olmak üzere bütün birimlerinde yıllardan beri kuramsal araştırmaların yanı sıra uygulamalı çalışmalara da ağırlık verilmiş, bölgenin birçok sorununa çözüm önerileri geliştirilmiştir.
Bölgemizdeki sağlık hizmetlerinden tohum ıslah çalışmalarına, KOBİ’lerin geliştirilmesinden eğitim yatırımlarına, çevre sorunlarının çözümünden tarih, coğrafya, edebiyat, halk bilimi araştırmalarına kadar pek çok gelişmede Atatürk Üniversitesi’nin öncü bir rol üstlendiğini memnunlukla görüyor ve böylesine güçlü ve köklü bir bilim kuruluşuna sahip olmanın gururunu yaşıyoruz.
Üniversitemizden mezun olan binlerce yetişmiş insan ülkemizin siyasetinde, bürokrasisinde, ekonomisinde etkin konumlara gelmişlerdir.
Ayrıca Atatürk Üniversitesi, üniversite kuran üniversite özelliğine sahiptir. Van, Kars, Erzincan, Ağrı ve Bayburt’ta kurulan üniversitelerin altyapısını hazırlamış, bu üniversitelerin açılışında etkin rol oynamıştır. Üniversitemizde yetişen yüzlerce öğretim üyesi, Türkiye’nin farklı üniversitelerinde görev almışlar, birçoğunda kurucu dekanlık, rektörlük gibi görevler üstlenmişlerdir.
Bu köklü bilim kuruluşunun köklü birimlerinden biri de Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’dür.
Kuruluş sırası itibariyle Türkiye’nin üçüncü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü olan bu birim de yarım yüzyılı geride bırakmıştır.
Öncelikle bölümün kuruluşunu XX. yüzyılda yetişen seçkin aydınlarımızdan biri olan Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın gerçekleştirdiğini belirtmek gerekir.
1958 yılında İstanbul Üniversitesi’nden Erzurum’a gelerek Fen-Edebiyat Fakültesi’nin kurucu dekanlığını üstlenen Kaplan, bu fakülte bünyesinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kurmuş, çoğu İstanbul Üniversitesi’nden öğrencileri olan Türkologları bölüme asistan alarak iyi bir akademik kadro oluşturmuştur.
Temeli sağlam atılan bölüm, 52. yılına girdiği şu günlere kadar daima güçlü bir öğretim kadrosuna sahip olmuştur. Her biri alanında birer otorite konumuna gelen birçok akademisyeni burada sıralamamız, bu sayfanın imkânlarını zorlayacak boyuttadır.
Bu nedenle sadece son günlerde hakkında bir anma toplantısı düzenlenen Prof. Dr. Kaya Bilgegil’den bahsetmek istiyorum.
Bölümü bugünlere taşıyan güçlü isimlerden biri olan Kaya Bilgegil, 1921 yılında Sivas’ın Gürün ilçesinde doğmuş, 1987 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Alanında bir otorite olan ve görev yaptığı süre içinde üniversitemizin yönetim kadrosunda yer alarak bu anlamda ciddi katkılar sağlayan Bilgegil, akademisyenliği, hocalığı ve kişiliği ile daima dikkat çekmiştir. Bu özelliklerinden dolayı geçtiğimiz hafta içinde hocamız için bir anma programı düzenlendi.
Türk Dil Kurumu ile Atatürk Üniversitesi Rektörlüğünün ortaklaşa düzenledikleri program yoğun bir ilgi gördü. Panel yöneticisi Prof. Dr. Recep Toparlı, hocanın kıvrak zekâsını, Türkçeye hakimiyetini gösteren anekdotlardan örnekler verirken Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, onun kibarlığı ve hoşgörüsünü dikkatlere sundu.
Prof. Dr. Önder Göçgün, Bilgegil’in ismiyle müsemma bilge bir kişi olduğunu, ömrünü sadece edebiyata hasrettiğini, hem alim hem şair bir kişilik sergilediğini vurguladı. Prof. Dr. Yavuz Akpınar, 1990 öncesi dönemde Türk dünyasıyla ilgili bilgilere ulaşma noktasında karşılaşılan güçlükleri ve bu güçlükleri yenmede Kaya Bilgegil’in sağladığı desteği anlattı.
Prof. Dr. Naci Okçu, hocanın akademik araştırmalar sırasında gösterdiği titizliğe işaret etti. Prof. Dr. Turgut Karabey ise Bilgegil’in fiziki ve ruhsal portresini ortaya koydu. Yrd. Doç Dr. Zöhre Bilgegil, onun gençlik yıllarında yazdığı bir şiir defterinden bahsederek şiirlerinden örnekler verdi.
Gençlerin yüksek ideallere sahip olmaları, mesleki anlamda kendilerine güvenmeleri ve önlerine, geleceğe dair büyük hedefler koymaları yolunda bu tür etkinliklerin önemli bir yeri olduğu kuşkusuzdur.
Türkoloji âleminin bu sıra dışı ismini anma programının gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum.
Eserleriyle ve kişiliğiyle önümüzde ufuk açan Prof. Dr. Kaya Bilgegil hocamızı rahmetle anıyorum.

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
Toplam 12 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
adnan 2 Kasım 2009 Pazartesi 10:47

Sayın Yasmin yorumcumuz,ağzınıza sağlık,çok güzel özetlemişsiniz,tek kelime ile harika.İs ter üniversite camiasından olunuz,ister olma yınız,fakat insanlar her zaman gerçekçi olma lılar,gerçekten ve doğrudan ayrılmamlılar.Ap tullah bey gibi başlarını kuma sokmamalılar, hamasete kapılıp duygusallığı ön plana çıkar mamalılar.Üniversitenin asli görevinin,bölge ve o şehre lokomotif görevi görmek olduğunu bilmesidir.Biz de bunu istiyoruz,yıllardır yapılmayanları,artık yapmasını bekliyoruz.Ar tık bu değişen,gelişen yeni dünya düzeninde, yeni dizayn edilen bu dünyada hamasetin,duygu sallığın yeri olmadığını,bilmeyenlerin bilme si gerektiğini,bilmeleri gerekir.YüceATATÜRK, 'Mürşit ilim' derken,hamasetten uzak durulma sını öğütlüyor.Konfiçyüs ,"Bildiğini bile nin arkasından gidiniz/Bildiğini bilmeyeni uyarınız/Bilmediğini bilene öğretiniz/Bilmedi ğini bilmeyenden kaçınız"der,biz de uyarırız,öğretiriz,yeri geldiğinde kaçarız. Sayın Yasmin,tekrar teşekkür eder,sizleri kut larım.

Yorumu oyla      6      4  
YASMİN 1 Kasım 2009 Pazar 20:19

bir de nobel diyorsunuzda şimdiye kadar hangi bilimadamımız almış...orhan pamukta biraz hoşlarına gidecek şeyler yaptıda verdiler..yoksa orhanpamuğun o kadar ahım şahım bir eseri yok...çukurova ünv.adanada. adana sanayi şehri dolayısıyla üniversite sanayi alanıyla eşgüdümlü olarak çalışıyor..yani üniversite projeyi üretiyor sanayi alanındada uygulama fırsatını buluyor.bizde bu sanayi nerede..üretilen şey teoride kalıyor...

Yorumu oyla      6      4  
YASMİN 1 Kasım 2009 Pazar 20:11

abdullah bey sen kendine göre 7.sırada falan diyorsunda asıl olan öğretim elemanı başına düşen sıralamadır...istatistiksel olarak güvenli sıralamada bu şekilde olmalıdır..yoksa 1000 öğretim görevlisinin çalıştığı bir üniversite tabiki 90 öğretim üyesinin çalıştığı üniversiteyi (sadece çokluğa bakarsak)geçer ama bu sıralamada doğru olmaz..eh işte yani o kadar abartmaya gerek yok..üniversitemiz bizi ne öldürüyor nede güldürüyor...teknokentimiz yok..patentimiz yok...ulusal ve yurtdışı şirketlerine proje üretimi yok..üniversite kasasına maddi girdi sağlayacak çalışmalar yok...erzurumu ekonomi,imar,şehircilik,tarım bakımından kalkındıracak çalışmalar bir elin parmağını geçmez....ha esnafımızı güldürüyor öğrenci yoğunluğu bakımından...tıp fakültesinin sayısı çok öğretim üyeleride olmasa o 7.sıradayız dediğiniz bilimsel makaleleri yayınlayıyacak adamda kalmıyacakda allahtan tıp fakültemiz var....sözün özü türkiye şartlarında klasik orta seviye bir üniversiteyiz.

Yorumu oyla      6      4  
adnan-d 1 Kasım 2009 Pazar 12:25

ODTÜ olan,bu ülkenin çok önemli bir kimya profesörü,geçen yıl bir konuşmada,aynen şunu söyleyerek öz eleştiri yaptı:"Şu anda Türkiye 'de 13 bin prof.bir o kadar da doç var.Eğer bunları AB kriterlerine göre değerlendirsek, (iyi oku)%80'ini dışarı koyarız" bu ne kadar vahim bir şeydir.Şimdi ne esip savuruyorsun, bir teknolojik eserimiz yok,bir NOBEL alan akademisyeniz yok,bu yoklar çok.Neden yok, çünkü,yine burada bir rektör adayının sözü aynen iletiyorum"Adamlar Üniversiteye alırken,bizim gibi referansla,tavassutla almıyorlar.Çalışmasına,bilgisine,liyakatine bakarak alıyorlar.Onun için onların yeri oralar,bizim yerimiz de burası olacak"demişti Şu son 2 yıldır YÖK,üniversiteye girmek için çok güzel kıstaslar koydu.Ama,yıllarca bu ülkede üniversiteye etnik yapı,siyasi görüşü,inaçları,yakın akraba vs. gibi,iki dudak arasında adam alınmadı mı?Bakınız,yazar sanız çok yazarım.Siz 1000,ben 4000 karekter yazdım.Ben,"Unumu eledim,eleğimi astım"beklen tim falan da yok.Kıskançlık hiçyok

Yorumu oyla      6      4  
adnan-c 1 Kasım 2009 Pazar 11:50

olmak değil.Bakınız geçenlerde bir Profesörü müzbu sizin dediğiniz kriterler konusunda şöy le yazdı:"Harvard ya da Stanfordun değerlen dirmesine esas teşkil eden kriterlerin Çin,Mı sır,İsrail ya da Türkiye için aynı olması kadar doğal bir şey yok.(Çok iyi oku)Sıralama yı yapan kurumların yanlı olduğu iddiası da zaten CİDDİYE ALINABİLECEK BİR İDDİA ZATEN DE ĞİL.İlk yüze girebilecek üniversite bizde zaten yok,ilk beş yüze de(iyi oku)tıp fakülte leri BİR KENARA KONSA,BELKİ BİR ÜNİVERSİTE ANCAK ÇIKAR."Bu benim değil,bu ülkedeki önem li birprof.tespitleridir.Ha, bu yabancıların kıstaslarına itirazınız varsa,o zaman,neden onların koydukları ölçüleri yerine getirmeden prof.doç olamıyorsunuz?O zaman,neden onların olan prof.doç.kariyerleri alıyorsunuz?O zaman o kriterlere,itiraz etme hakkınız yok.Ben şunu dedim ,neden onlar gibi bizim de NOBEL alan bir bilim adamımız yok?'Halep orda ise, arşın burda'Ha,o isimlerle de övünmeyin.Bizim için önemli olan keyfiyettir.Bakınız,şu anda

Yorumu oyla      6      4  
adnan-b 1 Kasım 2009 Pazar 10:19

O zaman iyi dinleyiniz:Ben,Çukurova Üni.daha dün kurulduğunu söyledim.500'e giren,ilk beş içinde olduğunu,Atatürk Üni.52 yıllık olduğu nu,niçin giremediğini sordum.Atatürk Üni.öğre tim üyesi sayısı bakımından,Üniversiteler arasında,7. sırada yer alır.300 prof.,247 doç.,563yard doç.vs.Sayı olarak 7.,bu sayıya düşen yayın sıralamasında 54.sıra.Doğru oran tılı değil.Evet,2008 NOBEL(çok önemli)ben Alman diye okumuştum,Fransız,Jean Marie Gusta ve Le Clezio'dur.Burada söylemek istediğim; dünya çapındaki böyle büyük bir ödülü,bizim Üni.niçin alan bir akademisyen çıkmaz?Halbuki bu NOBEL,çok önemlidir.Her yıl fizik,kimya,ma tematik,tıp gibi dallardaki ödülleri hep yabancılar alıyor da bizdeki bilim adamları neden alamıyor?Onlar,çok zeki ve çalışkan da bizimkiler çok.....Bakınız,siz, kriter diyor sunuz da onların kriterleri belli:Çalışmak, çok çalışmak,proje,bilim,bilişim,yüksek düzey de araştırma,icat etme,bunları teknolojiye dö nüştürme.Kriterler bunlar.Yata yata göbekli adam

Yorumu oyla      6      4  
adnan-a 1 Kasım 2009 Pazar 09:51

Abdullah yorumcu!Mevlanâ,"İnce sözler,keskin kılıca benzer,kalkanın yoksa geri dur"diye,bu yurarak çok güzel söylemiştir.Siz atıp tutu yorsunuz ama,boşuna konuşuyorsunuz.Kalkan sız,pür-çıplak,el oğlunun karşısına çıkmayın. Adabınız,eğer bir öğretim üyesi iseniz,hiç mi hiç yakışmıyor.'Sen kimsin,çirkefleşme,komik leşme' gibi,gayr-ı adabi sözleri kabul etmi yor,aynen size iade ediyorum.Benim aldığım aile ve eğitim terbiyesi böyle konuşmamı gerektirmiyor.Beni çok mecbur edersen,sizin nabzınıza göre şerbet vermeyi de çok iyi bili rim.Bakıyorum da medeni insanlar gibi konuşa mıyorsunuz.Benim kim olduğum,hiç önemli değildir.Sizin böyle agrasif tavırlarınız,bu konudaki başarısızlığınızın ifadesidir.Ben, ODTÜ'den bahsetmedim bahseden arkadaş da doğ ru tesbit yapmıştır.Firdevsi,"Güzel söz söyle yen,kimseden kötü siz işitmez"diyor.Ayrıca bizim bir atasözümüz,"Açtırma kutuyu,söyletme kötüyü"der.Bu yüzden konuşmalarınıza dikkat ediniz.Ha!Benim kıskanma gibi bir duygum hiç olmadı

Yorumu oyla      6      4  
Abdullah 1 Kasım 2009 Pazar 02:17

Aynı Yök Bilimsel yayın sıralamasında Üniversitemi 7.sıraya koydu.Senin bahsetmeye çalıştığın şey öğretim elemanı başına düşen sıralamadır. Bilgi veriyorsan tam ver.Ahkam kesiyorsun da Sen kimsin ? Sıralama kurulu başkanı falan mı ? Odtü dediğiniz yer Sizin daha yeni o ilk 500 listelerine girebildi 490.sıralarda Ve Odtü'yü odtü yapanları da bazı konularla ilgili olan herkes bilir. Bilgin olmadığı konularda Yazma . Nobel edebiyat ödülünün hangi kriterlerle verildiğini biliyor musun ? Kaldı ki 2008 Nobel Edebiyat ödülünü Alman değil FRANSIZ ERKEK Le Clezio aldı. Nesin Necisin bilmiyorum Buradada okuyor musun ama Beğenmiyorsan böyle çirkefleşmeye komikleşmeye gerek yok biz Yolu gösterebiliriz. Edebiyat Bölümü de Mehmet Kaplan'la başlayıp Kaya Bilgegil S.Sakaoğlu Haluk İpekten Efrasiyap Gemalmaz ve şu anda K.Köktekin T.Karabey A.İhsan Kolcu A.Gözütok M.Törenek M.Akkuş S.Ece O.Tavukçu D.Düzgün M.Daşdemir E.Erbay gibi önemli kişilerle devam eden köklü bir bölümdür.Kıskanıyorsanda nasip

Yorumu oyla      6      4  
adnan-y 31 Ekim 2009 Cumartesi 17:10

Daha dünkü Çukurova Üniversitesi bu sıralama ya giriyor(Türkiye'den beş Üniversite)ama,siz yoksunuz.Dünya'nın dört bin seçkin üniversite si içerisinde,siz 3429.sıradasınız.Ama,dünkü Çukurova 1291.,İnönü 1410.,Dicle 2195.100.Yıl 3294.bu sıralamayı uzatabilirim.Ben,bu sırala maya bakarım.Yüce Atatürk kalksa size,"Benim yerim bu mu"der ve sizi o üniversiteden sürüp çıkarır?Ben de buna kıs kıs gülerim.Bey,bey önemli olan kemiyet değil,onemli olan keyfi yettir.Ben buna bakarım.Tavuk,yirmi civciv çı karır,fakat tavus iki civciv çıkarır.Tavus baş tacı edilirken,tavuğun yüzüne bakılmaz. Tüylerini padişahlar kavuklarına takar,hanım lar göğüslerine.Tavus kafeslerde,odalarda yaşar,tavuk da malum.Bak bey,o saltanat sizin başınızı döndürdüğü için böyle, ince konulara giremezsiniz,girseniz de söyleyecek bir şeyiniz yok.Çünkü yukarıdaki saydıklarım dan söyleyecek bir şeyiniz yok.Neyse,yazacak çok şeyim var da kısa kesiyorum.Bey,bey sen sen ol da katırcının, katırını bundan böyle ürkütme

Yorumu oyla      6      4  
adnan-x 31 Ekim 2009 Cumartesi 16:49

Abdullah yorumcumuz,Ahmet kardeşimiz çok doğru söyler.Bundan iki ay önce YÖK,Üniversi telerin bilimsel yayınların sıralamasını yaptı,Atatürk Üniversitesi,114 Üniversite içerisinde 54.sıradadır.Eğer siz bu sıralama yı öğrenci,öğretim üyesi sayısı,fiziki kapasi yete göre yapıyorsanız,çok büyük yanılgı içe risindesiniz.Kaldı ki bilimsel yayınlar(SCI, SSCI)de önemli değil.Gelişmiş ülkeler bu yayınlara bakıp gelişmişlik düzeylerini belir lemiyorlar.Onlar gelişmişlik düzeylerini,YÜK SEK TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİNİN SATIŞ RAKAMLARI İLE ÖLÇÜYORLAR.Hani,sizin bu 52 yıllık üniversite nizin böyle bir teknolojik ürününüz var mı? Yok.Sıralamada ben buna bakarım.Zaten üniversitenin asli görevi de budur.Bu ülkede bir yazar NOBEL ödülü alıyor da sizin o prof ve doç.larınız neden yok?Ben buna bakarım. 2008 Edebiyat ödülünü,Alman prof.kadın aldı. Dikkatini çekerim.Patent aldığınız bir tekno loji ürününüz var mı?Yok.Dünyanın 500 üniver sitesi içinde var mısınız?Yok.Ben bu sırala maya bakarım.

Yorumu oyla      6      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Aydil Erol
Usta yazar Necdet Sevinç 'in kaleme aldığı "İstiklalin Bedeli" isimli ...
İstiklâlin Bedeli
Hürriyet gibi istiklâl de uzun ince bir yoldur: Kan ister, can ister; ...
Arafat’tan Marifet’e
İslâm'ın temel esaslarından biri olan hac, Allah'ın sonsuz rahmetinin ...
 
Başarının yolu, maneviyat
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı ...
Hac ve Nefis Terbiyesi
Yüce Yaratıcı, insanları ibadetlerle sorumlu tutmuş (Zâriyât, 56), onların ...
Yunus Emre, Hayatı Ve Sanatı Üzerine
Türk kültür tarihinde iz bırakan şahsiyetlerden biri olan Yunus Emre, ...
 
Hac Yollarında...
Osmanlı topraklarından her yıl Mekke ve Medine’ye iki sürre alayı gönderilirdi. ...
Kutsal Yolculuk: Hac
Hac; İslâm’ın kulluk görevini en çok bünyesinde toplayan bir ibadettir.
Müslümanın Üretim Sorumluluğu
 İhsan anlayışı ibadette olduğu gibi, iktisadî faaliyetlerde de ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Oyunun Müzakeresi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva