SONER KAN (İHA) - Ziraat Fakültesi Zeotekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Akman, Türkiye'de kişi başına düşen kırmızı et tüketiminin 2001-2010 yıllarında yüzde 30'luk düşüş gösterdiğini söyledi. Türkiye'nin hayvansal proteinden çok, bitkisel protein tükettiğini ifade eden Akman, OECD tarafından yapılan bir araştırmaya da dikkat çekerek, hayvansal protein tüketimine bağlı olarak 15 yaşındaki çocukların matematik başarı puanı artarken, bitkisel protein tüketimindeyse düşüş gösterdiğini vurguladı.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Zeotekni Bölümü ile Çukurova Zeotekni Derneği'nce ortaklaşa organize edilen; '7. Ulusal Zeotekni Bilim Kongresi' devam ediyor. Türkiye genelinden 35 üniversiteden yaklaşık 300 öğretim üyesinin katılımıyla gerçekleştirilen kongre kapsamında; 'Türkiye Hayvancılığı: Et ve Süt Krizi' konulu bir oturum gerçekleştirildi. Burada konuşan Prof. Dr. Numan Akman, açlık sorununun bugün dünyada çok ciddi bir boyuta ulaştığını ve Türkiye'de de açlık var mı, yok mu sorusunaverilecek yanıtınsa tartışılır olduğunu anlattı.
"TÜRKİYE HAYVANSAL PROTEİN TÜKETİMİNDE DÜNYADA 101. SIRADA"
Hayvansal ve bitkisel protein tüketimi açısından Türkiye, hayvansal protein tüketiminde dünya ortalamasının yüzde 15 altında, bitkisel proteindeyse dünya ortalamasından yüzde 53 daha fazla bir tüketim eğilimi içinde olduğu bilgisini veren Akman, ancak bunun yanında Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerde kişi başına tüketilen hayvansal protein tüketimininse dünya ortalamasının iki katı olduğuna dikkat çekti. Akman, "Böylesi bir tabloda; 'Biz, çok iyi besleniyoruz' diyebilir miyiz? Bunun sonuçlarına
baktığımızda; hayvansal protein tüketiminde Türkiye, dünya ölçeğindeki 177 ülke arasında 101. sırada yer alıyor. Eğer tespitleri doğru yapmazsak, tedaviyi de yanlış yaparız. Tıpkı et fiyatlarını terbiye etmek için ithalat yapmak gibi" dedi.
"BİTKİSEL PROTEİN TÜKETİMİ ARTTIKÇA MATEMATİKTEKİ BAŞARI DÜŞÜYOR"
2009 yılında OECD bünyesinde 'Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı' kapsamında 6 ülkedeki 15 yaşındaki çocukların; matematik, fen ve çeşitli alanlardaki başarılarının araştırıldığı çalışma sonuçlarına dikkat çeken Akman, araştırma sonuçlarının Türkiye'deki verilerlere karşılaştırıldığını ve; et tüketimi arttıkça öğrencilerin başarı oranının da artığının ortaya çıktığını anlattı. Akman, et tüketimiyle birlikte matematik başarı puanı arttığını, ancak bitkisel protein tüketimi arttıkça çocukların
matematik puanlarının düştüğü yorumunun yapıldığını dile getirdi.
"ET VE BALIK KURUMU TAMAMEN KAPATILMALI"
Alınan 'ithalat kararı' ile birlikte Türkiye'ye yaklaşık 400 bin büyükbaş hayvan getirildiğini hatırlatan Prof. Dr. Akman, Et ve Balık Kurumu'nun ortaya konulacak çalışmalarla birlikte; 'Tarım Ürünlerini Destekleme Grubu'na dönüştürülmek istendiğini, bunun da Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülük olacağını savundu ve söz konusu kurumun Türkiye'deki ithal ürünün planlayıcısı ve yürütücüsü olduğunu dile getirdi. Akman, "Eğer elinizden geliyorsa Et ve Balık Kurumu'nu tamamen kaldırın, o zaman daha hayırlı
bir iş yapmış olursunuz" ifadesini kullandı. Gerçekleştirilen hayvan ithalatıyla birlikte Türkiye'nin, Amerika ve Kuzey Avrupa açısından önemli bir 'hayvansal ürünler pazarı' haline geldiğinin altını çizen Akman, hayvansal ürünlerde ithalat yoluna gidilmesine de karşı çıktı.
"TÜRKİYE'DEKİ KİŞİ BAŞINA ET TÜKETİM İYÜZDE 30 DÜŞÜŞ GÖSTERDİ"
Türkiye'deki hayvan sayısının her geçen gün azaldığını, bunun yanında kişi başına süt tüketiminin 1991 yılında 182 litreyken, 2009 yılında 174 litreye gerilediğini ifade eden Akman, her ne kadar ülke nüfusu artış göstermesine rağmen, Türkiye'de kişi başına düşen süt tüketimininse 2010 yılında 12 litre artarak 186 litreye ulaştığı yönünde istatistik veriler açıklandığını ve bunun pekte inandırıcı olmadığını öne sürdü. TÜİK hakkında suç duyurusunda bulunulması çağrısında bulunduğunu hatırlatan Akman,
Türkiye'de hayvan sayısı azalırken, kişi başına düşen süt miktarının arttığına yönelik veriler açıklamanın mümkün olmadığını belirtti. Bunun yanında 1991 yılında kişi başına düşen kırmızı et tüketiminin 15, bunun 2009 yılında 12 kilo olarak açıklanırken, 2010 yılındaysa 11 kilo olduğunu ve tüm bu rakamların da kişi başına et tüketiminin 1991 yılına göre yüzde 30'lık bir düşüş gösterdiğini ortaya koyduğunu belirtti.
"YÜKSEK VERİM VEREN SIĞIRDA ISRAR EDİLMESİ İTHALAT KAPISINI ARALAR"
Türkiye'de kişi başına 23 kilo kırmızı et, 27 kilo beyaz et tüketilmesinin öngörüldüğünü, bu 50 kiloluk et tüketimininse AB'nin toplam et tüketiminin yüzde 60'lık bir bölümünü oluşturduğunun altını çizen Numan Akman, "Buna karşılık; 'AB ülkelerinde her bir insan ortalama 200 kilogram süt tüketiyor, Türkiye'deki insanlar 270 kilo süt tüketsin' diyorsanız, bunu nasıl karşılayacağınızı da hesaplayabilirsiniz. Türkiye bunu yüksek süt veren sığır sürülerinden karşılamak gibi bir kaygı taşıyor ve destekleme
primlerinin büyük bir bölümü de bu hayvanlar için veriliyor. Böyle bir politika, Tb'e7ocukların; matematik, fen ve çeşitli alanlardaki baürkiye'yi ithalata mahkum eder ve Türkiye ithalattan asla kurtulamaz. İnek başına süt veriminin 7 tona çıktığını bir ülkede, Türkiye yılda 3 milyon baş sığır ithal etmek zorunda kalır. Ve ithalat hiçbir zaman fiyatları düşürmez, sadece geçici bir çözüm bulursunuz. Türkiye hayvan sayısını ve sığırlardaki süt verimi arttırmadığı müddetçe uzun yıllar ithalattan da kurtulamaz"