ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
ETÜ’de Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi
ETÜ’de Moleküler Biyoloji ve Genetik Öğrenci Kongresi
Erzurum’da FETÖ üyesi öğretmen yakalandı
Erzurum’da FETÖ üyesi öğretmen yakalandı
ETSO’dan belediyelere tebrik turu
ETSO’dan belediyelere tebrik turu
Jandarma sahip çıktı
Jandarma sahip çıktı
Doğu Anadolu’da yeni kelebek türü keşfedildi
Doğu Anadolu’da yeni kelebek türü keşfedildi
HABERLER>SİYASET
30 Temmuz 2015 Perşembe - 07:07

‘Dünyayı başlarına yıkarız..!’

Başbakan Davutoğlu, "Bizim sabrımızı, kararlılığımızı test etmesinler. Bir arslanımızı kaybetmiş olabiliriz ama Anadolu'nun binlerce, yüz binlerce arslanı ayaktadır, ayakta olmaya devam edecektir" dedi.

‘Dünyayı başlarına yıkarız..!’

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son grup toplantısını 9 Temmuz'da yaptıklarını, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan hükümeti kurma görevi aldığını ve son derece samimi bir şekilde hükümet kurma çalışmalarını yürüttüklerini belirten Davutoğlu, ülkenin bu süreçte çok yoğun bir terör saldırısı ile karşı karşıya kaldığını söyledi.

Terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlara ve güvenlik görevlilerine Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır dileyen Davutoğlu, bu terör faaliyetlerini yapan örgütler, arkalarındaki odaklar, önlerindeki maşalar kim olursa olsun hepsini lanetlediğini, teröre karşı en kararlı mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.

Davutoğlu, hükümet kurma görevini aldıktan sonra muhalefet partisi genel başkanlarıyla görüşmeler yaptığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye yeni bir hükümet oluşum sürecinde soğukkanlı, metanetli, sabırlı bir yolculuğa hazırlanmak üzereydi. Hemen arkasından millet olarak Ramazan Bayramı'nı idrak ettik. Çevremizdeki ateş çemberi içinde Türkiye Ramazan Bayramı'nı bütün ülke topraklarında ve yurt dışındaki vatandaşlarımızla huşu ve mutluluk içinde idrak etmişti. Fakat Ramazan Bayramı'nın hemen ertesi gün Suruç'ta 32 vatandaşımızın katli ile başlayan ve bugüne kadar süren bir terör saldırısı karşısında milletçe güçlü bir mücadele vermenin kararlılığını gösteriyoruz."

Geçen yıl Kurban Bayramı sırasında da şer odaklarının Kobani'yi bahane ederek bayramı zehir etmeye çalıştığına işaret eden Davutoğlu, şu anda da terör saldırılarına karşı mücadele vermenin azmi içinde olduklarını belirtti.

"YENİ SİYASİ TABLONUN GEREĞİNİ YERİNE GETİRME ÇABASI İÇİNDEYİZ"

"Türkiye bütün bu mücadelede, bu mücadeleyi sürdürecek güce, kudrete sahiptir. Ancak hepimizin görmesi gereken bir tablo var. Her şeyden önce 7 Haziran'dan bugüne kadar bilinçli, kasıtlı ve planlı bir terör tırmanmasıyla karşı karşıyayız" diyen Davutoğlu, 7 Haziran milletvekili genel seçimlerinin yeni bir siyasi tablo ortaya koyduğunu, AK Parti'nin de bu tablonun gereğini yerine getirme çabası içinde olduğunu bildirdi.

TBMM Başkanı'nın son derece vakur bir şekilde seçildiğini, başkanlık divanının oluştuğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan hükümet kurma görevinin alındığını, ülkeyi hükümetsiz bırakmama çabasına girildiğini anlatan Davutoğlu, bu sırada bir takım şer odaklarının Türkiye'ye karşı harekete geçtiğini söyledi.

"DAEŞ, PKK VE DHKP-C EŞ ZAMANLI OLARAK MİLLETİMİZİ HEDEF ALMIŞTIR"

Davutoğlu, üç terör örgütünün, üç temel hedef için Türkiye'ye eş zamanlı saldırıda bulunduklarına dikkati çekerek, 7 Haziran'dan bugüne kadar geçen sürede yapılan saldırılar hakkında bilgi verdi.

Davutoğlu, şöyle devam etti: "657 terör olayı gerçekleşti. 25 ilde güvenlik güçlerimize saldırılar oldu. 11 güvenlik görevlimiz şehit edildi, 41 vatandaşımız hayatını kaybetti, 94 güvenlik görevlimiz, 110 vatandaşımız yaralandı. 15 baraja saldırı düzenlendi, 20 araç yağmalanması ve 335 araç yakılması ile karşı karşıya kaldık.

7 Haziran'dan itibaren tırmanan bu terör, 7 Temmuz'da Siirt'te polisimiz Bünyamin Torğut'un şehadetiyle ilk işaretini vermeye başlamıştı. Ancak 20 Temmuz'dan önce üç terör örgütü DAEŞ, PKK ve DHKP-C eş zamanlı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve milletimizi hedef almıştır ve saldırılara başlamıştır. 20 Temmuz'da Suruç'ta DAEŞ'in saldırısıyla 32 vatandaşımız katledildi. Hemen gerekli tedbirleri aldık, müsebbibi tespit edildi, DAEŞ'e dönük alacağımız tedbirleri konuşmaya başladık."

Davutoğlu, hükümet DAEŞ'e karşı mücadelesinin nasıl olacağı yönünde planlamalar yaparken ve aylardır süren hazırlıklar sonucunda bu terör örgütlerine yönelik atılacak adımlar konuşulurken aynı gün 20 Temmuz'da Adıyaman'da bu kez PKK'nın harekete geçtiğini ve Uzman Çavuş Müsellim Ünal'ın şehit edildiğini hatırlattı.

Ahmet Davutoğlu, "Hani bugün PKK ile DAEŞ birbiriyle savaşıyor diye düşünenler var ya, zamanlamaya dikkat etsinler. DAEŞ'in saldırısının olduğu gün PKK da ülkemize karşı bir saldırı silsilesini başlattı" dedi.

22 Temmuz'da Ceylanpınar'da da polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar'ın haince, alçakça şehit edildiklerini belirten Davutoğlu, şunları ifade etti: "Biz istihbarat birimlerine bu katliamın arkasındaki güçlerin tespit edilmesi talimatını verdik ve bize gelen bilgilerle, PKK'nın telsiz konuşmalarından bu katliamın onlar tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu tespit ettik. Yine aynı gün bu sefer Suruç'ta katledilen vatandaşlarımızın cenazelerinin nakli esnasında İstanbul'da DHKP-C harekete geçti ve yüzleri maskeli bir biçimde, elleri silahlı bir şekilde İstanbul sokaklarının, sanki belli bir bölgenin, kendi hakimiyetleri altındaymışcasına gösteri yapmaya kalkıştı.

Biz Ankara'da bütün bu tabloyu, bütün bu puzzlenin parçalarını bir araya getiren değerlendirmeler de yapmaya başladık."

"SİYASİ GÖRÜNÜMLÜ BAZI ŞAHSİYETLER"

23 Temmuz'da Diyarbakır'da kaza ihbarı üzerine bölgeye giden polis memuru Tansu Aydın'ın da şehit edildiğini hatırlatan Davutoğlu, "Bugün hala, bugün dahi barıştan bahsedenler var ya siyasi görünümlü bazı şahsiyetler önce bunun hesabını verecekler. O günlerde neredeydiler? Herhangi bir kınama duydunuz mu onlardan, lanetleme duydunuz mu? Ama biz bu milletin kaderini kimseye bırakmadık, bırakmayız" diye konuştu.

Dikkatlerinin İstanbul'da DHKP-C'ye, Ceylanpınar'da PKK'ya yönelmişken bu kez 23 Temmuz'da Kilis'te DAEŞ'in Mehmet Yalçın Nane'yi sınırda şehit ettiğine dikkati çeken Davutoğlu, şunları söyledi: "Perde gerisinde bir odak, birbiriyle ihtilaflıymış gibi görünen üç örgütü birden harekete geçirdi. Tek yönlü bir saldırı değildi, tek hedefli, noktasal bir saldırı da değildi. Kapsamlı, üç maşalı bir saldırı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milletimiz karşı karşıyaydı. Oturduk, kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Bunlara karşı verilecek mücadelenin esaslarının ne olacağını tespit etmek üzere bir araya geldik. Daha sonra da operasyonların başlamasından itibaren de PKK'nın bu saldırıları devam etti. 24 Temmuz'da Erzurum'da üç sağlık görevlimiz ve ambulans kaçırıldı. 24 Temmuz'da Lice'de Genç Yolu üzerinde bir polisimiz kaçırıldı. 25 Temmuz'da yine Lice'de Başçavuş İsmail Yavuz ve Uzman Çavuş Mehmet Koçak şehit edildi. 25 Temmuz'da Şırnak'ta ve bir çok ilde kamyonlar yakıldı. 26 Temmuz'da İstanbul'da bu kez DHKP-C polis memurumuz Mehmet Fatih Sivri'yi şehit etti. 27 Temmuz'da Malazgirt'te Binbaşımız Arslan Kulaksız'ı şehit ettiler. 28 Temmuz'da yani dün Şemdinli'de Uzman Çavuş Ziya Sarpkaya'yi şehit ettiler."

"HEDEF TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİSİ"

Davutoğlu, bir taraftan DAEŞ, diğer taraftan PKK ve DHKP-C'nin eş zamanlı olarak Türkiye'yi hedef aldığına dikkati çekerek, "Neydi bu üç ayaklı saldırının hedefi? Birincisi Türkiye'nin demokrasisi. Türkiye hedef edilmiştir. Burada ne polislerimiz, ne güvenlik görevlilerimiz ne vatandaşlarımızdır hedefte olan. Onların şehadetleri ve kayıpları üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti son yılların en kapsamlı saldırısı ile karşı karşıya kalmıştır. Birinci hedef demokrasimiz, insan hakları ve özgürlüklerimizdir" dedi.

Hayat hakkının en kutsal hak olduğunu, terör örgütlerinin ise eylemleri ile hayat hakkının olmadığı bir Türkiye tablosu çizmeye kalkıştığını vurgulayan Davutoğlu, demokrasinin tehdit edilmesi üzerine liderlere ortak deklarasyon çağrısı yaptığını ifade etti.

Davutoğlu, bu çağrıya yalnızca CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun olumlu yanıt verdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Şimdi barış çağrısında bulunanlara, özellikle HDP'lilere söylüyorum; 20 Temmuz'da Suruç'ta, gelin ortak deklarasyonla DAEŞ terörünü kınayalım, ortak tavır sergileyelim derken neredeydiler? Kandil'den alacakları talimatı bekliyorlardı. Madem ki talimat aldıkları bir yer var, madem ki bu terör bir yerden talimat alıyor ve şehitlerimize sebebiyet veriyor talimat aldıkları yeri gerektiği zaman, gerektiği yerde, gerektiği anda cezalandırırız ve cezalandırmaya kararlıyız."

KİMSE HEVESE KAPILMASIN

Davutoğlu, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hükümet kurmaya çalıştıklarını, Türkiye'yi hükümetsiz bırakmamak için çaba sarfederken, üç terör örgütünün aynı anda hükümet kurma çalışmalarını ve ülkede demokrasinin sağlıklı işleyişini sabote etmek için harekete geçtiğini söyledi.

 

"Meclis içindeki ve dışındaki siyasi partilere, aktörlere sesleniyorum" diyen Davutoğlu, bu saldırıların demokrasiye yönelik olduğunu belirtti. Davutoğlu, şöyle konuştu: "Samimi olanlar hükümetimizin yanında omuz omuza durur. Bu saldırıların ikinci hedefi, Türkiye'nin kamu düzenidir. Öyle bir hava estirmeye çalıştılar ki 'Türkiye'nin sokaklarında huzur, hayat hakkı yok, kontrol güvenlik görevlilerinde değilmiş' gibi bir intiba için harekete geçtiler. Burada da argümanları şu oldu; '7 Haziran'dan sonra bir yönetim boşluğu oluşmuş olabilir, var; geçici bir hükümet iş başında. Dolayısıyla şimdi harekete geçmenin vaktidir. Son günlerde bazıları, bize 'müstafi Başbakan, müstafi Hükümet' diyorlar. Şunu bilsinler, Allah bize ömür verdiği her an, bir dakika dahi bu emanet omuzumuzdaysa gereğini yaparız. Milletimiz de görmüştür, Türkiye'de yönetim boşluğu yoktur, olmayacaktır. Siyasi ve hukuki bedeli ne olursa olsun, her türlü bedeli ödemeye hazırız ama tereddüt etmeyiz, kararsızlık göstermeyiz. Saldırılar karşısında bir an dahi, alacağımız tedbirlerden vazgeçmeyiz. Kimse hevese kapılmasın.

Bu saldırıların üçüncü hedefi, Türkiye'nin uluslararası itibarıdır. Yani Suruç'tan sonra öyle bir görüntü vermek istediler ki 'Türkiye DEAŞ'a destek veriyor'. Bütün uluslararası toplumu bu şekilde harekete geçirmeye kalkıştılar. 'Türkiye kendisine zarar veren örgütleri cezalandıracak caydırıcı güce de sahip değildir'. İşte 10 gün içinde gördüler. Türkiye kendisine yönelen her namluyu kırmaya, kendisine yönelen her hasmane tavrı cezalandırmaya muktedirdir ve buna da gerektiği zaman gerektiği şekilde cevap verecektir.

DEAŞ, Türkiye'ye hem güvenlik açısından bir tehdittir hem de aziz dinimize verdiği zarar bakımından. Aynı zamanda da inancımıza yönelik bir tehdittir, ideolojik de bir tehdittir. Biz her zaman DEAŞ'ın tehdidine karşı tavır aldık çünkü DEAŞ hem Türkiye'de hem İslam dünyasında yanlış bir İslam imajı oluşturmak suretiyle en büyük zararı vermektedir. Irak'ta ve Suriye'de ezildiği düşünülen Sünni kesimlerin istismarı üzerinden terör faaliyeti yapmaya kalkışmaktadır. Kesinlikle Türkiye için en büyük tehdittir ve gerektiği tedbiri alırız. Aynı şekilde PKK bu kez etnik bir istismar üzerinden faaliyet yürütüyor. Türkiye'nin bazı kültürel fay hatlarını oynatmaya çalışıyor."

"DHKP-C ALEVİ VATANDAŞLARI İSTİSMAR ETMEYE KALKIŞIYOR"

Başbakan Davutoğlu, nasıl DAİŞ Türkiye'de ve bölgede Sünni kesimi istismar ediyorsa, DHKP-C'nin de Alevi vatandaşları istismar etmeye kalkıştığını vurguladı.

Bu terör örgütlerinin farklı kaynaklardan beslenmekle birlikte, hedefleri aynı bir şer odağının maşaları olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Biz Türkiye'de Türk-Kürt, Sünni-Alevi, bütün vatandaşlarımızın onurla yaşadığı, demokratik hak ve özgürlüklerden istifade ettiği, onurlu ve yükselen bir ülkenin vatandaşları olarak geleceğe el ele yürüyeceğiz. Aramıza fitne sokmak isteyenler, şu veya bu terör örgütü üzerinden, şu veya bu etnik ve mezhebi grubu harekete geçirerek Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya kalkışanlara karşı da 78 milyon olarak el ele durmaya kararlıyız" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, terörle mücadelede aldıkları tedbirleri anlatarak şunları kaydetti: "Madem ki 3 ayaklı 3 hedef vardı, DEAŞ, DHKP-C, PKK; Türkiye'nin demokrasisi, kamu düzeni ve itibarı için 3 ayaklı, 3 hedefe dönük operasyonu başlattık. DEAŞ, DHKP-C ve PKK, aynı anda, eş zamanlı operasyonla son günlerde Türkiye'de hak ettikleri cevabı gördüler. 3 ayağın birincisi Suriye'de idi. 23 Temmuz'da yaptığımız güvenlik zirvesinde bütün güvenlik birimlerimizle, 4 saati aşkın toplantıda bütün detayları ele aldık. Sayın Cumhurbaşkanımızla istişare ettik ve eylem planı çıkardık. O günden bugüne bu eylem planı kararlılıkla uygulanmaktadır.

Aziz milletimiz bu anlamda, hükümetimize ve güvenlik birimlerimize tam bir güven duygusu içinde olmalıdır. O gün aldığımız kararlar hiç aksamadan tam bir başarıyla hedeflerine ulaşmıştır. Nedir aldığımız kararlar? Madem ki DEAŞ Suruç'ta 32 vatandaşımızı katletmiştir, madem ki sınırımızda askerimizi şehit etmiştir, DEAŞ'a karşı o gece operasyon kararı verdik. DEAŞ'ın sınırlarımıza yakın bütün karargahları, mühimmat depoları, toplanma yerleri tahrip edildi. Hava Kuvvetlerimiz son derece başarılı bir operasyonla, güvenlik toplantısında bize arzettikleri bütün hedefleri kısa zamanda bertaraf ettiler.

23 Temmuz'da DEAŞ'a karşı yapılan bu operasyondan sonra, 23 Temmuz'u 24 Temmuz'a bağlayan gece, bu kez saat 23.00'te eş zamanlı olarak uçaklarımız bir taraftan DEAŞ hedeflerini vurmaya devam etti, diğer taraftan da Kuzey Irak'ta PKK hedeflerine yönelik olarak çok kapsamlı bir harekat başlattı. DEAŞ'ın sınırlarımıza yakın bütün üsleri, karargahı, toplanma yerleri ve mühimmat depoları nasıl yok edilmişse, aynı şekilde dalga dalga gelen operasyonlarla PKK'nın Kuzey Irak'taki bütün üsleri, yığınakları, mühimmat depoları, karargahları hedef olarak tayin edilmiştir ve hedeflere tam isabetle, başarıyla ulaşılmıştır. Bu operasyonlara katılan Türk Silahlı Kuvvetleri görevlilerimizi, subaylarımızı, pilotlarımızı AK Parti Grubu adına bir kez daha tebrik ediyor, hepsinin alınlarından öpüyorum.

24 Temmuz Cumartesi sabaha karşı saat 02.30'da yaptığımız değerlendirmelerde, bu kez DEAŞ ve PKK hedeflerine dönük olarak elde edilen kazanımlar da göz önünde bulundurularak yeni talimatlar verilmiş, 24 Temmuz sabahı 3. dalga operasyonda yine DEAŞ ve PKK hedefleri bu kez karadan topçu atışlarıyla tahrip edilmiştir."

"MESAJI ALDIK VE O MESAJIN GEREĞİ OLAN MESAJI O ODAKLARA GÖNDERDİK"

Başbakan Davutoğlu, üçüncü ayağın ise terör örgütlerinin Türkiye içinde kullandığı maşalar, elemanlar üzerinde yapılan ve vatandaşların güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı emniyetin yürüttüğü çalışmalar olduğunu söyledi.

Bu çalışmalar çerçevesinde, Suriye ve Kuzey Irak'ta yapılan harekatlarla eş zamanlı olarak, 39 ilde DEAŞ, DHKP-C ve PKK unsurlarına karşı operasyon başlatıldığını ve şu ana kadar bin 302 zanlının gözaltına alındığını belirten Davutoğlu, "Mesajı biz aldık, üç terör örgütü bize karşı hareketi mi geçti? Mesajı aldık ve o mesajın gereği olan mesajı o odaklara gönderdik, göndermeye de devam edeceğiz" dedi.

BİZ DE ŞUNU DİYORUZ..

Ahmet Davutoğlu, terör örgütlerinin, "biz istediğimiz anda sizin vatandaşlarınızın canına kastederiz" dediğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz de şunu diyoruz: 'Bir vatandaşımızın canına kast eden olursa, dünyanın neresinde olursa olsun, dünyayı başlarına yıkarız. Onlar şunu dedi; 'Türkiye demokrasisi zayıftır, 7 Haziran'dan sonra kırılgan bir tablo ortaya çıkmıştır'. Biz de onlara şunu dedik; 'Bazıları ortak deklarasyon çağrımıza cevap vermemiş olsalar da AK Parti kadroları ayakta iken, Türk demokrasisi ayaktadır, ayakta olmaya devam edecektir'. Onlar şunu dediler; 'biz Türkiye'yi istediğimizde Türk, Kürt, Sünni ve Alevi çatışmasına yöneltebiliriz'. Biz de onlara şunu dedik; 'siz o çabalar içinde olursunuz ama biz AK Parti teşkilatları Türkiye'nin her yerindeki mevcudiyetiyle, Türklerle Kürtlerin, Sünnilerle Alevilerin ebedi kardeşliğinin teminatıdır ve olmaya devam edecektir'. Onlar şunu dediler; 'biz Türkiye'yi acziyet içinde gösterebiliriz, geliriz, DEAŞ...Sınırda askerinizi vururuz cevap vermezsiniz; PKK...Geliriz askerinizi Adıyaman'da vururuz cevap vermezsiniz, acziyet içindesiniz' mesajı vermek istediler. Biz de şunu söyledik; 'biz demokratikleşme çabalarıyla ne kadar müşfiksek, hasımlarımızı gerektiği zaman cezalandırmak konusunda da o kadar kudretliyiz ve kudretli olmaya devam edeceğiz'. Onlar şunu dediler; 'biz Türkiye'nin uluslararası itibarını zayıflatır, Türtiye'yi yalnızlaştırırız'.

Ama son 10 gün içinde görüldü ki bütün dost ve müttefik ülkeler Türkiye'nin yanındadır, İslam dünyasından AB'ye, ABD'den Avustralya'ya kadar, uluslararası örgütler NATO'dan BM'ye kadar yanımızdadır. Türkiye hiçbir zaman yalnız olmamıştır, yalnız olmayacaktır. Bu kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Burada en büyük güç kaynağımız aziz milletimizdir. Bu güç kaynağının bugün siyasete tercüme edilmiş hali AK Parti hareketidir.

Yarın genişletilmiş il başkanları toplantısında bütün il teşkilatlarımızla, il başkanlarımızla, belediye başkanlarımızla, gençlik ve kadın kollarımızla toplanacağız. Ama buradan da 81 vilayetteki bütün AK Parti teşkilatlarına bir talimat mahiyetinde şunu ifade etmek isterim: 'başınız dik olsun, yere ve bu ülkeye sağlam bir şekilde basınız. AK Parti'li olmanın ülke birliğini, ülkenin geleceğini korumak olduğunu cümle aleme gösteriniz. Özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki teşkilatlarımıza seslenerek diyorum. Sizin tam da bugün vakur bir şekilde sokağa çıkarak, bu ülkenin birliğini, beraberliğini, en yakın komşularınıza selamlaşmak suretiyle gösterme vaktinizdir. Kim ne yaparsa yapsın, hiç kimse Türkiye'nin parlak geleceğini karartmaya gücü yetmeyecektir."

"BİZİM SABRIMIZI, KARARLILIĞIMIZI TEST ETMESİNLER"

Başbakan Davutoğlu, partililerin kendisine yönelik sevgi gösterisinde bulunması üzerine, "Millet bizden yanadır, Allah bizden yanadır. Allah, tarih ve millet şehit olsun ki bu milletin kaderini karartmak isteyenlere karşı her zaman başımız dik, şefkat ve kudret eliyle halkına yaklaşan bir siyasetin temsilcisi olarak vakur bir şekilde siyasi mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

 Bu mücadeleyi sürdürürken, toplumsal kesimlerin herhangi bir şekilde rahatsız edilmemesine, halkın günlük hayat akışının herhangi bir şekilde etkilenmemesine büyük özen gösterdiklerini vurgulayan Davutoğlu, "Dün gece sabaha karşı Kuzey Irak'a yapılan son dalga operasyon, aziz şehidimiz Arslan Kulaksız adıyla başlatılmıştır. Bunun da verdiği mesaj şudur; bir şehit verirsek, o şehidin verilme talimatını veren odaklara karşı her türlü harekatı yapmaya devam edeceğiz. Bizim sabrımızı, kararlılığımızı test etmesinler" sözlerini sarfetti.

Bütün şehit eşlerine, annelerine ve kardeşlerine de seslenen Davutoğlu, "Acınız acımızdır, yüreğimizde hissediyoruz ama onlar çok kutsi bir davada cennete, Hakk'a yürümüşlerdir. Allah mekanlarını cennet eylesin. Şehitlerimizin emanetini en kararlı şekilde omuzlarımızda taşımaya devam edeceğiz. Bir arslanımızı kaybetmiş olabiliriz ama Anadolu'nun onbinlerce, yüzbinlerce arslanı ayaktadır, ayakta olmaya devam edecektir. Bu arslanların bir kısmı Türktür, bir kısmı Kürttür; bir kısmı Sünnidir, bir kısmı Alevidir. Ama tarih içinde yürüyüşleri itibariyle hepsi kardeştir, azizdir, bu milletin en güzide evlatlarıdır. Allah onlara rahmet eylesin" dedi.

YALNIZ DEĞİLİZ, YALNIZ OLMAYACAĞIZ

 121 ülkenin Türkiye'ye destek beyan ettiğini söyleyen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yalnız değiliz, yalnız olmayacağız ve mazlumları da hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız'' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin artık bir haftaki önceki konumda olmadığını belirterek, "Nasıl onlar noktasal değil, eş zamanlı ve kapsamlı bir saldırıda bulunmuşlarsa, biz de bu operasyonları noktasal operasyonlar olarak görmüyoruz. Eş zamanlı olarak üç değil, 33 terör örgütüyle de mücadele etmeye kudretimiz yeter ve bu kudreti göstereceğiz" dedi.

GÜNDEM DEĞERLENDİRMESİ

TBMM Grup toplantısında konuşan Davutoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Davutoğlu, terör örgütleri ve arkasındaki odaklara bir mesajının olduğunu belirterek, "Siz hangi gerekçeyle, hangi eylemi planlarsanız planlayın karşınızda dimdik duran bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve tek bir yumruk gibi duran aziz milletimizi bulacaksınız" diye konuştu.

Operasyonu başlattıkları gece yarısı toplantıdan çıktığı andan itibaren, Türkiye'nin her köşesinden tebrik ve takdir mesajları aldıklarını ifade eden Davutoğlu, şu ana kadar da gelmeye devam ettiğini anlattı.

MİLLETİN TAKDİRİ

Milletin takdirini her türlü komplonun karşısında en önemli teminat olarak gördüklerini vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bu terör odakları, 'bu dalga geçer, sonra tekrar eski düzene döneriz. Yine şehirlerin etrafında haraç toplayan merkezler oluşturmaya kalkarız, yine Kuzey Irak'ı üs alanları haline çeviririz' ya da DEAŞ 'Türkiye sınırında yine gidip Mehmetçiğe saldırabilecek bir birlik bulundurabilirim' ya da DHKP-C 'şehirlerde belli mahalleleri kurtarılmış mahalle gibi kullanırım' diye bir hesap yapıyorsa, hepsi bilsinler Türkiye artık bir haftaki önceki konumda değildir. Nasıl onlar noktasal değil, eş zamanlı ve kapsamlı bir saldırıda bulunmuşlarsa, bir kez daha söylüyorum, biz de bu operasyonları noktasal operasyonlar olarak görmüyoruz. Eş zamanlı olarak üç değil, 33 terör örgütüyle de mücadele etmeye kudretimiz yeter ve bu kudreti göstereceğiz. Türkiye'deki silahlı unsurlar silahları bırakana, Türkiye'yi terk edene, kamu düzeni mutlak anlamda gerçekleşene kadar bu süreç devam edecektir. Tedbirlerimizi almayı kararlı şekilde sürdüreceğiz."

"YALNIZ DEĞİLİZ, YALNIZ OLMAYACAĞIZ"

Başbakan Davutoğlu, diğer mesajının uluslararası camiaya, bölge ülkelerine, uluslararası örgüt ve ülkelere olduğunu belirterek, şu ana kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kendisini arayarak ya da bilgilendirmeleri esnasında taziye mesajında bulunan, destek ifade eden tüm dost ve müttefik ülkelere teşekkür etti.

121 ülkenin Türkiye'ye destek beyan ettiğini paylaşan Davutoğlu, bir çoğunun liderinin şahsen kendilerini arayarak desteklerini ifade ettiklerini kaydetti.

Terörle mücadelenin tek bir ülkenin tek başına yapacağı mücadele olmadığını ve bir samimiyet testi olduğunu savunan Davutoğlu, bu noktada da son bir hafta içinde Türkiye'ye verilen desteğin Türkiye'nin yalnız olmadığını gösterdiğini belirtti.

 

 NATO'dan BM'ye, AB'den islam dünyasındaki ülkelere ve yapılara tek tek teşekkürlerini ileten Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yalnız değiliz, yalnız olmayacağız ve mazlumları da hiçbir zaman yalnız bırakmayacağız. Bu arada bazı ülkelerden ikircikli ve dostluğumuza yakışmayan ifadeler de geldi, onları da not ettik. Dost ve müttefik ülkelerin liderlerinden telefondan son derece önemli ifadeler duyduk. Bir önemli siyasi liderin ifadesini burada zikretmek isterim; 'Türkiye'nin böyle ayakta olması, uyanık olması, tedbir alması bizim için en güzel haberdir. Türkiye uyanıksa biz rahat uyuyabiliriz' dediler. Türkiye'nin dostluğu çok kıymetlidir. Türkiye'nin hasmane tutum içinde olanlara da cevabı net ve açıktır; 'Dostluğumuz kıymetlidir, hasımlarımıza cevabımız ise tarihte kayıtlı olduğu gibi en kararlı, en sert cevap olacaktır. Halkımızın huzurunu, sınırlarımızı korumak gerektiğinde alınması gereken her türlü tedbiri şimdiye kadar olduğu gibi almaya devam edeceğiz."

"BUGÜNLERDE HİÇ KİMSENİN TATİL YAPMA HAKKI YOKTUR. BIRAKIN BAŞKALARI TATİL YAPSIN"

Milletvekillerine seslenen Başbakan Davutoğlu, bugün TBMM Genel Kurulu toplantısından sonra ülkenin her köşesine ve illerine giderek halkla buluşmaları ve konuyla ilgili çerçeveyi kendileriyle paylaşmaları gerektiğini bildirdi.

Davutoğlu, milletvekillerinden şunları istedi: "Sizlerden ricam, talebim ve talimatım odur ki tam da bugünlerde hiç kimsenin tatil yapma hakkı yoktur. Bırakın başkaları tatil yapsın. Şu günlerden itibaren illerinizde halkla, milletle beraber olacaksınız, kararlı tutumumuzu halka anlatacaksınız, teşkilatlarımızla kenetleneceksiniz ve her türlü ihtimale karşı AK Parti teşkilatlarının milletin geleceğini teminat altına alan kararlılığını göstereceksiniz. Hepinize teşekkür ediyorum, Ramazan boyunca teşkilatlarımızla kapsamlı faaliyetlerde bulundunuz. Şimdi Anadolu ve Trakya sathında bu perspektifimizi, karalılığımızı milletle paylaşmalısınız. Bu süreç içinde bize destek veren milletimize takdir ve minnet duygularımı ifade ediyorum, bize destek veren uluslararası camiaya teşekkürlerimi, tebriklerimi ifade ediyorum. Türkiye'nin kaderi TBMM çatısı altında belirlenir ve bu kader ancak ve ancak millettin meşruiyetini almış hükümetlerce tayin edilir. Türkiye'nin kaderinin herhangi bir karanlık odada, karanlık odaklarca belirlenmesine izin vermedik, izin vermeyeceğiz. Bu terör örgütlerinin hedef aldığı demokrasimizi koruyacağız, kamu düzenimizi tahkim edeceğiz ve Türkiye'yi uluslararası itibarı gittikçe yükselen küresel ve bölgesel güç olma yolunda daha ileri hamlelere taşıyacağız."

Davutoğlu’ndan 4 kesime mesaj

 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, dört kesime mesaj vermek istediğini ifade ederek birinci mesajı halka verdi.

Bu kesimlerden birinci mesajı halka vereceğini belirten Davutoğlu, "Ülkemizin hangi güzel köşesinde yaşıyor olursa olsun halkımıza mesajımız şudur; ülkemizin geleceği, huzuru, devletimizin bekası için ne gerekiyorsa yapan bir hükümetinizin olduğundan emin olunuz. Devletimize, ülkemize, ve hükümetinize güveniniz. Sizlerin huzur içinde uyuması için gecelerini uykusuz geçiren bütün güvenlik birimlerimize güveniniz. Birçok tuzaklarla karşı karşıya kalabiliriz, birçok yeni komplolar bizi hedef edinebilir. Ama tuzakların üzerinde bir tuzak, komploların ötesinde AK Parti'nin getirdiği bir Türkiye vizyonu vardır. Kimse bunu engelleyemez. Biz millete güveniyoruz" diye konuştu.

Bir devletin meşruiyetinin şefkat ve kudretinin dengesiyle, ahengiyle ölçüleceğine vurgu yapan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde, şimdi ve gelecekte şefkat elini demokratikleşmeyle, sosyal yardımlarla halka gösterdiklerini söyledi.

Halkın haklarını, hukukunu, hürriyetlerini korumak için en geniş demokratikleşme çabası içine girdiklerini, gerektiğinde kudret elini göstermekten hiç çekinmediklerine işaret eden Davutoğlu, "Bir devlet eğer şefkat sahibi olur, kudret sahibi olmazsa acizleşir. Kudret sahibi olur, şefkat sahibi olmazsa zalimleşir, tiranlaşır. Biz Şeyh Edebali'nin yolunda yürüyenler, 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' diyenler, işte şefkat ile kudreti birleştiren bir devleti inşa etmek için yola çıktık. Aziz halkımızın bilmesini istediğimiz husus şudur ki bütün vatandaşlarımıza şefkat eliyle yaklaşacağız. Ama vatandaşlarımızın huzurunu bozmak isteyenlere karşı da kudret elimizi en güçlü şekilde onların tepesine indirmeye kararlıyız" ifadesini kullandı.

"SIRTINI TERÖR ÖRGÜTÜNE DEĞİL, MİLLETE DAYAYANLAR LAZIM"

Davutoğlu, ikinci mesajının siyasi parti liderlerine olduğunu belirterek, bugünlerin ortak tavır alma, siyasi farklılıkların bir kenara bırakılarak insan hak ve özgürlükleri ve demokratik ilkeler etrafında ortak bir duruş sergileme günleri olduğunu bildirdi.

7 Haziran'dan sonra bütün siyasi partilerle diyalog kanallarını açık tuttuklarının altını çizen Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan görev aldıktan sonra hiçbir ayrım gözetmeden bütün siyasi parti liderlerini ziyaret ettiğini anımsattı.

HDP'yi, genel seçimde yüzde 13 oy veren seçmene saygının gereği olarak ziyaret ettiğini anlatan Davutoğlu, şunları söyledi: "Orada da bu perspektifimizi kendileriyle açıkça paylaştık. Operasyonlar başladıktan sonra, başlamadan önce Suruç'ta, Suruç olayından sonra dörtlü deklerasyon için teklifte bulundum, çağrıda bulundum. Her gün bunu tekrar ettim. Ümit ettim ki hep beraber bir çağrıya imza atarız ve herkes, milletimiz de siyasi parti liderlerinin bir araya gelmesinden kaynaklanan dayanışmayı görür ve Türkiye'de siyaset itibar kazanır. Ama HDP bunu kategorik olarak reddetti. Teröre karşı tavır alma konusunda bir ortak tavıra bile, ortak bir deklerasyona bile imza atmaktan imtina ettiler. Çünkü teröre karşı tavır aldıkları anda hani sırtlarını dayadıklarını iddia ettikleri kesime de tavır almaları gerekecekti. Sırtını terör örgütüne değil, millete dayayanlar lazım bu ülkede millete."

"İKİRCİKLİ TAVIRLARIN SONUNA GELİNMİŞTİR"

Davutoğlu, operasyonlar başladıktan sonra pazar günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi telefonla aradığını ve operasyonlar hakkında bilgi verdiğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye teşekkür eden Davutoğlu, şöyle devam etti: "Hem telefondaki istişaremiz esnasında takındıkları tutum sebebiyle hem de hemen sonrasında bilgilendirme heyeti olarak Milli Savunma Bakanımız Sayın Vecdi Gönül başkanlığında giden heyete dönük olarak gösterdikleri tavır dolayısıyla teşekkür ediyorum. Burada da şunu göstermeye çalıştık; bu mesele AK Parti'nin bir parti meselesi değil, bir ülke meselesi. AK Parti ülke meselesini omuzlarına almış, üstlenmiş yürüyor. Ama madem ki bir ülke meselesiyle karşı karşıyayız bütün partilerin bu süreçten bilgilendirilmesi lazım."

"Sayın Demirtaş'ı niye aramadınız?" diye bir sorunun gündeme gelebileceğini ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çünkü Demirtaş'ın ve eş başkanların Suruç olayından bu yana ve daha öncesinde terör konusundaki samimiyetsizlikleri açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. İkircikli tavır sergileyenlerle bizim görüşmelerimizin bir sınırı olur. Terör söz konusu olduğunda, ülkenin demokrasi geleceği söz konusu olduğunda açık tavır sergilemeyenlerin teröre karşı mücadele konusunda bilgilendirilme hakları yoktur. Verilen bir bilgi kaç dakika sonra Kandil'e ulaşacak, bundan dahi emin değilsek nasıl bir bilgilendirme yapabiliriz? Hala terör dolayısıyla katledilen vatandaşlarımız için bir kınama bile yayınlayamayanların teröre karşı mücadelesinden emin olabilir miyiz? Eşimle birlikte kaçırılan ambulansın içindeki şoför, ebe ve hemşirelerle konuştum. Hala o ambulans kaçırma eylemine dahi karşı çıkacak cesareti olamayanların terörle mücadelede taraf olma hakları olur mu?"

"İŞTE BUGÜN BİR SINAV GÜNÜDÜR"

Başbakan Davutoğlu, "İşte bugün bir sınav günüdür" diyerek, kim teröre karşı açık bir tavır sergilerse onlarla diyalog kapılarının da işbirliği kapısının da dayanışma kapısının da açık olacağını ifade etti.

Davutoğlu, şöyle dedi: "Bugün yine şu mesajı iletiyorlar; 'gelin barış için konuşalım'. Konuşalım. Biz barışı her zaman konuştuk ve çözüm sürecini, milli birlik ve kardeşlik projesini sayın Cumhurbaşkanımızın 2005 Diyarbakır konuşmasından bu yana kararlılıkla sürdüren, hiçbir taviz vermeden, tam bir samimiyetle sürdüren AK Parti'dir. Ama peki siz samimi davrandınız mı? Siz bir taraftan barış ve demokrasi derken, diğer taraftan terör ve silah kullanımı karşısında ortak bir tavır sergileyebildiniz mi? İkircikli tavırların sonuna gelinmiştir. Herkes tavrını açık ve net bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Tavırlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyarlarsa DEAŞ terörünü kınadıkları gibi PKK terörünü de kınamaya cesaret ederlerse, DEAŞ'ın Suruç'taki katliamını kınadıkları gibi-ki hepimiz kınıyoruz, cezalandırmasını da bizzat Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapmıştır- uykusunda ensesinden vurularak şahadet edilen polislerimizin şahadetlerini kınayabiliyorlarsa, eşiyle çok sevdiği Malazgirt halkı arasında yürüyen bir binbaşımızın katledilmesini kınayabiliyorlarsa, Doğu ve Güneydoğu'ya hizmet için giden şirketlere, onların TIR'larına yapılan zararı kınamayı bir gün başarabilirlerse, bir kaza ihbarı üzerine Diyarbakırlı kaza geçiren kardeşlerine koşan trafik polisini uzun namlulu silahlarla şehit edenleri kınayabildikleri gün biz de onların çağrılarına cevap verir, oturur konuşuruz. Ama bunları yapmadıkları sürece millet nezdinde de bizim nezdimizde de sanık sandalyesindedirler, hesap verme makamındadırlar."

Çağrılarının açık olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Gelin açık bir şekilde teröre karşı tavır sergileyin, hep beraber dörtlü deklerasyonu açıklayalım. Hep beraber sesimizi yükseltelim. DEAŞ'a da PKK'ya da DHKP-C'ye de hep beraber kararlı bir şekilde duralım, omuz omuza. Ama birileri bu katliamlara seslerini çıkarmayacak, diğer bazıları da İstanbul sokaklarında maskeli ve silahlı gösteri yapanlara sessiz kalacaklar. Böyle ikircikli tavır olmaz" ifadesini kullandı.

"SİYASİ PARTİLERİN ORTAK BİR TAVIRDA BULUŞMASI SON DERECE ÖNEMLİDİR"

Davutoğlu, İstanbul'da Gazi olayları esnasında şehit düşen polise bir kez daha rahmet diledi ve oradaki emniyet birimlerini tebrik etti.

Davutoğlu, şunları kaydetti: "Çünkü talimatlarımız açıktı. Cenaze merasimi saygın bir merasimdir. Her zaman cenazeye saygı gösteririz. Bir teröristin cenazesi bahane edilerek orada geçtiğimiz pazar günü yüzlerini maskeyle kapatmak isteyenler ya da silahla sokağa çıkmak isteyenlere karşı açık tavrımızı ortaya koyduk. Buradan tekrar söylüyorum bundan sonra da Türkiye'nin hiçbir yerinde hangi gerekçeyle olursa olsun yüzüne maske takan, silahla sokağa çıkan herkes hak ettiği muameleyi görecektir. Siyasi partilerimizin de özellikle İç Güvenlik Yasası ve özgürlüklerin korunma yasası çıktığı zaman bu yüz kapamaya karşı Genel Kurul'da tavır sergileyen partilere ve oradan bugüne gelen milletvekillerine seslenerek ifade ediyorum; sokakların emniyeti hepimizin emniyetidir, mahallelerimizin güvenli olması hepimizin güvenliliğidir, şehirlerimizin güvenli olması milletimizin güvende olmasıdır. Burada bütün siyasi partilerin hiçbir ayrım gözetmeden ortak bir tavırda buluşması son derece önemlidir."

 
Erzurumspor kadrosu güncellendi
 
Aydın gündemi değerlendirdi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘Erzurum, Avrupa kenti olma yolunda’
Başkan Sekmen, “AK Belediyeler, ülke genelinde Avrupa ile yarışan yeni ...
Erzurum Galericiler Sitesi güncelleştirilecek
Sekmen, Erzurum’da yeni bir Galericiler Sitesi’nin yapılacağını, traktörcü ...
Büyükşehir’den yol seferberliği
Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı Yol Şube ...
 
Mahalleşen köylerden hizmet teşekkürü
Palandöken İlçesine bağlı köy mahalle muhtarları makamında ziyaret ettikleri ...
Sekmen muhtarlarla istişare etti
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, ilçelerde muhtarlarla istişare ediyor.
Milletvekili Aydemir’den Erzurum Dikkati..
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ‘Erzurum önceliğinde yüreklerini, ...
 
Sekmen: ‘Erzurum’un kaynaklarını keşfediyoruz’
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, İspir ve Pazaryolu ilçelerinde gezi ve incelemede bulundu
Sekmen’den Erzurumlu Gençlere destek
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Büyükşehir’in sporun ve sporcunun ...
Milletvekili Uçum’dan HDP tepkisi
AK Parti Kars Milletvekili Mehmet Uçum, HDP ve PKK’nin seçim öncesinde ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva