Erzurum’da ilk Ramazan ayı ve tutulan ilk orucun, Hz. Osman dönemine rastladığı bildirildi. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, Ramazan ayı ve oruç ibadetinin, Erzurum’daki geçmişine dair bilgiler aktardı. Erzurum'da, Ramazan ve Oruç ibadetinin, Hz. Osman dönemine kadar uzandığını kaydeden Konukçu, “Kalikala denilen Erzurum'da, Ramazan geleneği ve Oruç ibadeti Emeviler ve Abbasiler tarafından da devam ettirildi. Azerbaycan ve Kafkasya'ya sefere çıkan Gaziler, bu mübarek ayda Erzurum Kalesinin eteklerinde kurulmuş ve düz damlı binalarda Ramazan-ı Şerif ve onun vazgeçilmez parçası olan Oruç ibadetini sürdürmüşlerdir.” dedi.
Tarihi süreçte, bir ara Rumlar, Gürcü ve Ermenilerin şehre hakim olduklarına işaret eden Konukçu, bu İslâmi yaşayışın, tüccarlar dışında yok olup o dönemlerde yok olup gittiğini ifade etti. Prof. Dr. Konukçu: “Saltuklular 1071 sonrası Erzurum'a hakim oldular. Onlar yine Araplar zamanındaki ananeyi ve İslami kuralları devam ettirdiler. Özellikle Beylerin ve zenginlerin inşa ettirdikleri medrese, imarethane ve kervansaraylarda Ramazan ayında oruç açtırılmış ve gerekenler yapılmıştır. Halkın nerede ise tamamı, şimdiki Ulu Camii’nde toplanır ve teravihi icra ederlermiş. İlhanlılar döneminde ise, aynı şekilde bu güzel yaşayış sürdürülmüştür. Ancak, Akkoyunluların tarihe karışması ile Şah İsmail Erzurum'u baykuş tüneği hâline sokmuş, Ramazan ve oruç ibadeti konusunda ahali oldukça sıkıntı çekmiştir.” diye konuştu.
//“LALA MUSTAFA PAŞA, ERZURUM’DA RAMAZAN AYINA AYRI BİR ANLAM VE ŞEKİL KAZANDIRMIŞTIR”
Kanuni Sultan Süleyman'ın Erzurum'u doğuda serhat şehri hâline getirmesi ile Ramazan ve oruç ibadetinin de, ona göre, olağan üstü gelişmeler kaydettiğini belirten Konukçu, “O ve oğlu, torunları da aynı şekilde bu dini hayata gereken önemi vermişlerdir. Gürcistan ve Azerbaycan’daki Osmanlı hakimiyetinin yayılmasını sağlayan veya önayak olan Serdar-ı Ekrem Lala Mustafa Paşa da, Erzurum’da, Ramazan ve oruca daha değişik bir şekil kazandırmıştır.” dedi.
Karabağ'dan hicret eden sünni âlimlerin Erzurum’u yurt tuttuklarını anlatan Konukçu, şunları kaydetti: “Onların yetiştirdiği hafız ve din adamları da Ramazan ve oruç konusunda halkı aydınlatmıştır. Ulu Camii yanında bu defa kendisine has mimarisi ile günümüze kadar dikkati üzerinde toplayan Yakutiye Medresesi yanındaki Lala Paşa Camii; Ramazanlarda halkın yegâne topluca bir araya geldikleri yapı olarak tarif ediliyor. Lala Mustafa Paşa ise, Anadolu’da, İstanbul’da ve Erzurum'daki bu muhteşem camii ile meşhurdur. Halk genelde Ulu Cami'ye devam ederken, bürokratlar ve hacegân da Lala Paşa Camii'ni tercih etmiştir. Vakti ile Yakutiye'deki büyük Ramazan canlılığı görünüşte, 16. yüzyıldan sonra Lala Paşa ve külliyesine geçmiştir. Eli açık, gönlü bol, fakirlerin babası ve mazlumların Peygamberimiz nezdindeki koruyucusu olan Lala Mustafa Paşa, ziyafetleri ile de tanınmış serdar idi. Her akşam maiyeti ile yemek meclisleri yapar ve Erzurum yemeklerine de aşçıları aracılığı ile çeşni katardı. Bu durum minyatürlere kadar aksetmiştir. Sefer zamanında bile Otağ-ı Serdarisinde bu tür ziyafetler de aksatılmadan sürdürülmüştür.”