Doğu Anadolu’da erken annelik yoğun
Ergenlik dönemi (Adolesan) gebeliklerine, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde daha sık rastlandığı bildirildi. 19 yaş ve altındaki genç kızların daha ergenlik evrelerindeyken hamile kalmalarının, hem kendi hayatları, hem de bebeğin sağlığı açısından tehlikeli olacağı belirtildi.
BÖLGESEL FARKLILIKLAR
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğu Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin İngeç, henüz ergenlik sürecindeki genç kızların hamile kalmasına tıbbi literatürde (adolesan) adı verildiğini söyleyerek, bu tür gebeliklerin, ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye farklılıklar gösterdiğini kaydetti.
RİSK GURUBU
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde adolesan gebeliklere sıklıklı rastlamanın mümkün olduğuna dikkati çeken İngeç, “Bilindiği gibi bölgemizde genç ve hatta çocuk denebilecek yaştaki evliliklerle sıkça karşılaşılmaktadır. Bu yaş grubundaki evliliklerin bir kısmının beşik kerti adı verilen geleneklerle yapılması, resmi kayıtların sağlıklı yapılmasını güçleştirmektedir. Özellikle bu yaştaki gebelerin sağlık kuruluşlarına başvurularının çok yetersiz olması, ev doğumlarının yüksek oranda uygulanması, çok daha fazla adolesan gebelik olduğunu düşündürmektedir” dedi.
“ADOLESAN GEBELİKLER, NORMALE GÖRE DAHA RİSKLİDİR”
19 yaş ve altındaki kadınların gebe kalmalarının ve gebelik sürecinin, 20 yaş ve üzeri gebeliklere oranla 4 kat daha riskli olduğuna vurgu yapan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğu Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin İngeç, “Bu dönemde karşılaşılan gebelikler, hem anne, hem de bebek açısından sağlık sorunlarında risk artışına neden olmaktadır. Erken doğum riskinin normal gebeliklere göre çok daha fazla olduğu bu tür gebelikler, tanı ve tedavi alanındaki birçok gelişmeye rağmen bebek ölümü ve sekellerine yol açan önemli etkenlerden birisi olmaya devam etmektedir. Adolesan gebelikler, erken doğumun yanı sıra düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma, gebelik zehirlenmesi ve bebeğin ters dönmesi gibi müdahale gerektiren durumlara yol açmaktadır. Bu tür durumlarda normal yolla doğum yapılsa bile bebeğin sakat kalma riski artabilmektedir.” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE NÜFUS VE SAĞLIK ARAŞTIRMASI SONUÇLARI
Doç. Dr. İngeç, yaptığı açıklamada, sadece üniversite hastanesine ait kliniklerde gerçekleştirilen doğumlardan yüzde 4’ünün adolesan gebeliği olduğunu açıklayarak, diğer doğum hastaneleri ve kliniklerin de göz önünde bulundurulması halinde, bu oranın artış kaydedeceğini dile getirdi. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması bulgularına göre; ilk gebelik tecrübesinin 15 yaşındaki kadınlarda yüzde 2, 19 yaşındaki kadınlarda ise yüzde 23’e ulaştığını anlatan İngeç, bu oranların kırsal kesimlere doğru gidildikçe yükseldiğini söyledi. Yine aynı bulgulara göre; 15-19 yaş arası eğitimli olmayan kadınların çocuk doğurma oranının yüzde 22 olduğuna işaret eden Doç. Dr. İngeç, en az ortaöğretimini tamamlamış kadınlarda ise doğum oranının yüzde 2’lerde seyrettiğini aktardı.
EĞİTİM FAKTÖRÜ
İngeç, “Görüldüğü gibi adolesan tipi gebelikler, bölgelere göre artış ya da düşüş eğilimindeyken, eğitim durumuna göre de şekillenebiliyor. Bu da demektir ki, bu konu üzerinde gerekli eğitimin yapılması ve genç kızların adolesan tipi gebeliklere maruz kalmaması için bilinçlendirilmeleri gerekiyor” diye konuştu.
ULUSAL BİR POLİTİKA OLUŞTURMA GEREKLİLİĞİ
Ulusal bir politika oluşturularak adolesan gebeliklerin indirilebileceği bir oran belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. İngeç, şöyle devam etti: “Toplumu bilinçlendirmeye yönelik kampanyalar yapılmalı ve bu dönem gebeliklerde karşılaşılabilecek sorunlar bu dönemde evlilik yapmayı planlayan gençlere, daha da önemlisi bu gençlerin ebeveynlerine ulaşılarak anlatılmalıdır. Eğitim oranının artışı da, bu dönem gebeliklerin azaltılmasında direkt olarak etkili olacak bir faktördür. Gebe kalan gençlerin de, sağlık taramaları ve gebelik takiplerini düzenli yaptırmaları, doğumlarını mutlaka hastanelerde gerçekleştirmeleri sağlanarak riskler azaltılabilir”