ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Seçim güvenliği masaya yatırıldı
Seçim güvenliği masaya yatırıldı
AK Parti Oltu’da iftarda buluştu
AK Parti Oltu’da iftarda buluştu
Uzundere’de Çocuklar doğa ile buluştu
Uzundere’de Çocuklar doğa ile buluştu
Köprüköy’de Ramazan bereketi
Köprüköy’de Ramazan bereketi
Müftülük hafızları ödüllendirdi
Müftülük hafızları ödüllendirdi
HABERLER>SİYASET
10 Haziran 2020 Çarşamba - 04:30

“Ayasofya fethin sembolü ve kılıç hakkıdır”

Destici, “Ayasofya fethin sembolü ve kılıç hakkıdır. Bize göre Ayasofya’yı ibadete açmak, fethin bir gereği ve emanete sahip çıkmanın ötesinde bir egemenlik ve bağımsızlık meselesidir. ' dedi

“Ayasofya fethin sembolü ve kılıç hakkıdır”

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “PKK’nın hangi biriminde görev alırlarsa alsınlar PKK'lılara veya kurulma maksadı bir suça, bir ihanete lojistik sağlamak olan ‘lafzen’ siyasi partilere ya da onların mensuplarına, konuya dair herhangi bir şey söyleme ihtiyacı duymuyorum. Onlar, neyin, nasıl bir ihanetin, nasıl bir suçun, nasıl bir organizasyonun parçası olduklarını herkesten iyi biliyorlar. Seçilmiş olmak, suçluları masum, işlenen suçları mazur hale getirmez” dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında dün Van’ın Çatak ilçesinde, işçileri taşıyan araca gerçekleştirilen bombalı saldırıda hayatını kaybeden 2 işçiye Allah’tan rahmet diledi. Destici, aynı saldırıda yaralı olan işçileri de unutmayarak, teröre karşı kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerini de andı.
Kamuoyunda aldıkları cezalar dolayısıyla üyelikleri düşürülen üç eski milletvekilinin durumları hakkında konuşan Destici, konunun anayasa, yasalar, içtüzük, hukuk çerçevesinde değerlendirilmesini, eleştirilerin de hukuk çerçevesinde yapılmasını gerektiğini söyledi. Destici, “Nihayet, yapılan, hukuki prosedürün tamamlanmasıdır. HDP’lilerin durumu ile ilgili, dünyanın en saçma demagojilerinden biriyle karşı karşıya olduğumuz kanaatindeyim. HDP mensuplarının, savunmalarını seçilmiş olmak üzerine kurgulamalarını aslında demagoji kelimesi tarif etmiyor. Demagoji, bütün sevimsizliğine rağmen içinde bir parça zeka barındırır” diye konuştu.
“SEÇİLMİŞ OLMAK, SUÇLULARI MASUM, İŞLENEN SUÇLARI MAZUR HALE GETİRMEZ”
PKK ve PKK’lılarla ilgili konuşan Destici, “PKK’nın hangi biriminde görev alırlarsa alsınlar PKK'lılara veya kurulma maksadı bir suça, bir ihanete lojistik sağlamak olan ‘lafzen’ siyasi partilere ya da onların mensuplarına, konuya dair herhangi bir şey söyleme ihtiyacı duymuyorum. Onlar, neyin, nasıl bir ihanetin, nasıl bir suçun, nasıl bir organizasyonun parçası olduklarını herkesten iyi biliyorlar. Ancak PKK'nın ve onun yan kuruluşlarının gönüllü avukatlığını yapanlar, cinayetlere ve ihanetlere takılan demokrasi maskesine aldanmış görünenler ve halkımız için konuyu bir kez daha izah edelim: Seçilmiş olmak, suçluları masum, işlenen suçları mazur hale getirmez. Seçimlere suç işleme imtiyazına sahip olmak için girilmez. Seçime, bir kamu görevlerine talip olan insanlar, seçilirlerse, o kamu görevini yerine getirmek üzere göreve gelirler ve görevlerini kanunlar çerçevesinde yürütüp tamamlarlar” dedi.
“MİLLETVEKİLİ SEÇİLENLER CİNAYET İŞLEME HAKKINA SAHİP DEĞİLDİR”
Yasama dokunulmazlığının Anayasanın 83’üncü maddesinde nasıl tarif edildiğine değinen Destici, “Milletvekili veya belediye meclisi üyesi veya il genel meclisi üyesi veya belediye başkanı seçilenler; mesela hırsızlık yapma, insanları darp etme, yaralama, dolandırıcılık yapma, çevreyi kirletme veya cinayet işleme hakkına sahip değildirler. Hiç olmadılar, bundan sonra da olmayacaklar. Fert fert, teröre doğrudan ve dolaylı destek olanların yanı sıra, kurumsal olarak da askerimizi, polisimizi, öğretmenlerimizi, çocukları, bebekleri öldüren, şehir merkezlerinde bombalar patlatıp kitlesel katliamlar gerçekleştiren bir terör örgütünün işlediği on binlerce cinayetten bir tekini bile kınamayan, kınamak bir yana ‘cinayet’ ve ‘terör’ kelimelerini dahi kullanamayan ‘lafzen’ siyasi partinin, niteliği itibariyle bir siyasi parti olarak değerlendirilmesini dahi doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
“NASIL BİR TAVIR ALDIKLARINA ŞAHİT OLUYORUZ”
Terör olaylarını yaşayan tek ülkenin Türkiye olmadığını söyleyen Destici, dünyanın diğer ülkelerini örnek göstererek, “Bu sorun sadece bizde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin topraklarında yaşanmıyor. Dünyanın hemen her ülkesi, bir şekilde, terörle ya karşı karşıya geldi ya da terör karşısında bir noktada konumlanmak zorunda kaldılar. Dünyanın diğer ülkelerinin, terör mağduru kendi insanları olduğu zaman nasıl bir tavır aldıklarına şahit olduğumuz sayısız örnek, bizim ve tarihin önünde duruyor zaten. ‘Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu’ ya da daha çok bilinen adıyla ‘Venedik Komisyonu’, kamuoyunda yaygın olarak ‘Venedik Kriterleri’ olarak bilinen kararında durumu bütün açıklığıyla ortaya koyar. Batasuna ve Herri Batasuna davaları, ayrı ayrı, Avrupa’nın kendi topraklarında gerçekleşen terör eylemlerindeki sert, kararlı ve bizce de doğru bulduğumuz ve olması gereken tavrının gerekçesini, sadece siyasi partinin terörü kınamamasıyla izah eder” ifadelerini kullandı.
Avrupalıların Türkiye’ye demokrasi dersi vermeye yüzlerinin olmaması gerektiğini vurgulayan Destici, PKK terörüne binlerce tır silah sağlayan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için de, “Bugün bile FETÖ'yü himaye eden, dünyanın her köşesinde döktüğü kanlarla menfaat devşiren ABD’nin, destekledikleri PKK terörünün ve onun siyasi uzantılarının, Türkiye’de işlediği 40 bini aşkın cinayetin 40 binde biri bile kendi ülkelerinde gerçekleşse nasıl bir tavır göstereceğini hepimiz biliyoruz” dedi.
“CUMHURİYETİ KURAN TBMM’NİN ÇATISI ALTINDA BULUNABİLMELERİ UTANÇTIR”
15 yaşında hayata gözlerini yuman Eren Bülbül’ün katillerine saygı duruşunda bulunan kimselerin TBMM’nin çatısı altında durmalarının utanç verici bir durum olduğunu söyleyen Destici, “15 yaşındaki evladımız Eren Bülbül'ün katillerine saygı duruşunda bulunan yahut terör örgütüne katılımların, terör örgütünün cinayetlerinin ‘doğal süreç’ olduğunu ifade edebilenlerin, Cumhuriyeti kuran TBMM'nin çatısı altında bugüne dek bulunabilmeleri bile bizim için utanç vesilesidir. Bu durumdan vicdanları kanamayanların ise bizim için, katillere, vatan hainlerine saygı duruşunda bulunanlardan hiçbir farkları yoktur” şeklinde konuştu.
EN GENİŞ KATILIMLA OLUŞAN VE TÜM KESİMLERİN TEMSİL EDİLDİĞİ BARO VE MESLEK ODALARI

Türkiye’deki barolar örneği üzerinden, meslek odalarının çalışma, seçim ve yeniden yapılanmalarının tartışıldığına değinen Destici, “Bu konu ülkemiz için yeni bir tartışma değil. Uzun yıllardır, meslek odalarının çalışmalarını, demeçlerini, seçim dönemlerinde yaşadıkları rekabeti takip ediyoruz. Milletvekili seçilmemizden itibaren de çok sayıda kuruluş, bültenlerini, çalışmalarını, projelerini bize ulaştırıyorlar ve onları daha yakından takip etme imkanı buluyoruz. Maalesef, barolarımızın ve meslek odalarının yaptıkları, basından ve bize ulaştırdıkları dokümanlardan takip ettiğimiz açıklamalarda, çoğu zaman, hizmet alanlarıyla ilgili konuların, günlük siyasetin ve yönetimde bulunanların ideolojik söylemleri arasında kaybolduğuna şahit oluyoruz. En önemli sivil toplum örgütlerinden olduklarını düşündüğümüz meslek kuruluşları, yöneticileri aracığıyla sıklıkla politik tartışmalara dahil ediliyor, siyasi partiler arasındaki gerilimlerde taraf oluyor, bu sebeple çoğu zaman kendi üyeleriyle bağı zayıflıyor, mesleki standartları yükseltmek, hizmet kalitesini artırmak gibi asli görevlerini yerine getiremiyorlar” dedi.
“ARTIK KÖKLÜ VE KALICI BİR ÇÖZÜM BULUNMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Pek çok baro ve meslek odasının uzun yıllar, kolay organize olabilen marjinal gruplar tarafından yönetildiğini vurgulayan Destici, bu grupların ilgili kuruluşları kendi ideolojik hedefleri doğrultusunda kullandığını iddia etti. Destici, “Barolar ve meslek kuruluşlarının önemli bir kısmının, temsil ettikleri üyeler ve ileri taşımakla görevli oldukları meslek alanlarıyla ilgileri tek bağları, büyük bir titizlikle tahsil ettikleri aidatlar ve kongreden kongreye yapılan delege hesapları oldu. Bu soruna artık köklü ve kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğini düşünüyoruz. Baroların ve meslek odalarının, ‘Baro ve Oda Meclisleri’ şeklinde yapılanan, sadece kongreleri kazanan listelerdekiler yerine, her kesimden ve bölgeden temsilcilerin yer aldığı; bütün üyelerin temsil edildiği; temsil ettikleri mesleğe, onun gelişimine katkı yapan; mesleğin, üyelerin ve hizmetin standartlarını yükselten; bunun yanı sıra hizmet kalitesini artırmayı hedefleyen kuruluşlar haline gelmesini istiyoruz” diye konuştu.
Destici, birden fazla baro ya da meslek odası yerine, öncelikli olarak nispi temsilin esas alındığı bir seçim metoduna geçilmesi gerektiğini vurguladı. Destici konuyla ilgili, “Mümkün olan en geniş katılımla oluşan ve tüm kesimlerin temsil edildiği baro ve meslek odalarını tercih ettiğimiz tekrarlamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“AYASOFYA FETHİN SEMBOLÜ VE KILIÇ HAKKIDIR”
Fatih Sultan Mehmet’in 29 Mayıs 1453 yılında İstanbul’un fethiyle birlikte camiye çevrilen ve yüzyıllarca cami olarak hizmet veren Ayasofya hakkında konuşan Destici, “Ayasofya fethin sembolü ve kılıç hakkıdır. Bize göre Ayasofya’yı ibadete açmak, fethin bir gereği ve emanete sahip çıkmanın ötesinde bir egemenlik ve bağımsızlık meselesidir. Biz, her zaman, bu tartışma her açıldığında, Ayasofya’nın, ‘Fatih’in vasiyetine riayet ederek ibadete açılması gerektiği’ yönündeki kanaatimizi ifade ettik. Bu konuda, halkımızdan ya da akademisyenlerimizden farklı görüşler de ifade edilebilir. Tümünü saygıyla karşılıyor, Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla ilgili, farklı görüşte olanların endişelerini giderecek bir çözüm bulunabileceğine inanıyoruz. Bunun dışında, Ayasofya’yla ilgili dışarıdan gelecek, saygı ve edep sınırlarını zorlayan herhangi bir telkin ya da tehdidin, sadece süreci hızlandıracağını, hızlandırması gerektiğini, herkese hatırlatmak istiyorum. Ayasofya, temsil ettiği değerler ve tarihi itibariyle dünyanın en önemli yapılarından biri” diye konuştu.
Ayasofya’nın tarihinden bahseden Destici, binanın en iyi korunduğu dönemin Türklerin idaresi altında yaşandığını ifade etti. Destici, “Ayasofya’nın ibadete açıldığı takdirde, ülkemizde, tarihi değer taşıyan pek çok ibadethanede olduğu gibi tarihi mirasın titizlikle muhafaza edileceğinin, bu konuda hiç kimsenin tereddüt ya da endişe yaşamaması gerektiğinin altını çizmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“KONUYU KURALLAR VE PRENSİPLER ÜZERİNDEN TARTIŞMAK MECBURİYETİNDEYİZ”
Bir ülkede seçim yasalarıyla sürekli oynanmasının, o ülkenin gelişmişlik ve demokrasi seviyesi ile doğrudan alakalı olduğunu savunan Destici, “Siyasi partilere ödenen hazine ve seçim yardımlarının adaletsizliği, barajların değişen sistemde anlamını kaybetmesi, dolayısıyla kaldırılması gerektiği örneklerindeki gibi çözülmesi gereken problemlerimiz var. Seçim sistemleri, milletin eğilimlerini ‘en doğru şekliyle’ idareye taşıma fonksiyonunu yerine getirmelidir. Konuyu kurallar ve prensipler üzerinden tartışmak mecburiyetindeyiz. Bunun yanı sıra cari olan ve geçmişteki anayasalarda yer alan temsilde adalet ve yönetimde istikrarı sağlıyor olabilmeleri, seçim kanunları yapılırken dikkat edilecek en önemli hususlardan bir olmalıdır” diye ifade etti.
“ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER BİN LİRAYA ÇALIŞIYOR. NORMAL BİR ÖĞRETMEN KADAR DERS VERİYOR”
Kendisinin de öğretmen olduğunu hatırlatan Destici, ücretli öğretmenlerin yaşadığı mağduriyete dikkat çekerek, “Ücretli öğretmenlerin durumu canımı acıtıyor. Ücretli öğretmenler bin liraya çalışıyor. Normal bir öğretmen kadar ders veriyor. Sosyal hakları ve emeklilik hakları kısıtlı. Bunun düzeltilmesi lazım. Ya bu öğretmenler kadroya alınmalı, eğer bu öğretmenler yetersizse niye sınıfa sokuluyor ya da bu öğretmenlere vekil öğretmenlik statüsü verilmesi lazım. Bunlar olmuyorsa maaşlarının, mesleklerini icra edebilecekleri bir konuma yükseltilmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

 
Çelik: Muhataplarımızı uyarıyoruz
 
Dünya’da bir ilk olacak
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Çelik: Muhataplarımızı uyarıyoruz
Çelik, “Haziran ayına kadar 65 ırkçı ve İslam karşıtı vaka görülmüştür. ...
Aydemir ve 63 milletvekilinin teklifi komisyonda
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir ve Manisa Milletvekili Uğur ...
MHP’den Uzundere istişaresi
Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Başkanı Naim Karataş, Uzundere ilçesine ...
 
"Türk Milleti tek ses, tek bilek, tek yürektir"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Yunanistan yönetimi aba altından gösterdiği ...
Şentop gençlerle tespitlerini paylaştı
Şentop, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Gençlik Topluluğunun davetiyle ...
Can: “O alçak FETÖ beni tehdit etmişti”
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, 17-25 Aralık’ta Fetullahçı ...
 
AK Parti'de Pandemi süreci değerlendirildi
Erzurum’da pandemi süreci sonrasında bir araya gelen Ak Parti Erzurum ...
Pakdemirli ve Karaismailoğlu Erzurum’daydı
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı ...
Muş tartışmalara nokta koydu
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, “Erken seçimle alakalı gündemimiz ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Oyunun Müzakeresi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva