ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Cumhur İttifakı MHP İftarında buluştu
Cumhur İttifakı MHP İftarında buluştu
Erzurum’da 2 ayda 48 şirket kuruldu
Erzurum’da 2 ayda 48 şirket kuruldu
Erzurum şirket sermayesinde 6. sırada
Erzurum şirket sermayesinde 6. sırada
‘646 terörist etkisiz hâle getirildi’
‘646 terörist etkisiz hâle getirildi’
'Türkiye ekonomisi en çok büyüyen ekonomi'
'Türkiye ekonomisi en çok büyüyen ekonomi'
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
30 Ağustos 2009 Pazar - 17:51

Atatürk’ün Din Anlayışı-1

“Atatürk’ün Samsun’a hareketinden biraz önce arkadaşlarından biri: “İngilizlerin bindiğiniz gemiyi takip etmek, hatta batırmak ihtimalleri vardır” demişti. Mustafa Kemal: “Burada esir gibi yaşamaktansa Karadeniz’de batmayı tercih ederim” cevabını verdi. Sonra yanındakilere Dolmabahçe önünde demirli düşman gemilerini göstererek şunları söyledi: “Bunlar işte böyle: Dayandıkları şey yalnız demir, çelik ve silah kuvveti… Bildikleri şey yalnız madde… Bunlar hürriyet uğruna ölmeğe karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz Anadolu’ya silah ve cephane değil, ideal ve iman götürüyoruz.”(1)

Atatürk’ün Din Anlayışı-1

 

V.Korhan KORAL

Atatürk’ün bu tutum ve sözleri, dünya görüşü hakkında iki önemli ipucu verir. Birincisi, dünya hayatına körü körüne bağlı olmamak, idealleri uğruna ölmeyi göze alabilecek derecede hayatı ikinci planda görmektir. Görünürdeki maddi unsurlardan oluşan ve dolayısıyla sıradan bir zihin için bu maddi unsurların önem kazandığı hayat, bazı seçkin idraklerde hiç de öyle değildir. Böyle bir idrak sahibi rahatlıkla “Gerçekleri bilen, kalp ve vicdanında manevi kutsal hazlardan başka zevk taşımayan insanlar için ne kadar yüksek olursa olsun, maddi makamların hiçbir değeri yoktur.”(2) veya “Mal ve para bana ağırlık veriyor. Bunları soylu ulusuma geri vermekle büyük rahatlık duyuyorum. Zenginlikten ne çıkar? İnsan, zenginliği kendi manevi kişiliğinde aramalıdır.”(3) diyebilir. Aslında kendi varlıklarının önemsizliğini içten içe kavramış olan bu insanlar, bu önemsiz varlıklarından doğan hayatlarına bir anlam yüklemek için ideal veya imana sarılırlar. İster Atatürk gibi daha ölçülebilir ve dünya hayatında pratik faydaları görülebilir ideallere, ister daha metafizik anlamda gizil bir faydaya yönelik imana sarılsınlar, bu insanlar, sıradan maddi aleme tutsaklığı aşmış, farkında olarak ya da olmayarak belkide her an  manevi alemle irtibatta olan bir idrakin sahipleridir: “Bütün varlığını kendi şahsında gören adamlar bedbahtırlar. Belli ki o adam fert sıfatıyla mahvolacaktır. Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Hayatta tam zevk ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı ve saadeti için çalışmakta bulunabilir. Bir insan böyle hareket ederken ‘benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi’ diye düşünmemelidir. Hatta en mesut olanlar, hizmetlerinin bütün nesillerce gizli kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır.”(4)

 

Yazının başında verdiğimiz anekdottan elde edebileceğimiz ikinci ipucu ise, birincisini incelerken değindiğimiz gibi, Atatürk’ün dünya hayatıyla özdeşleştirebileceğimiz maddi alemin derunundaki bir manevi aleme olan inancıdır. Öyle ki, savaş kazandıracak gücün temelinde bile, silah gibi maddi unsurları değil, bu manevi âleme olan sarsılmaz imanı görür. O nedenle “İnsanların mücadelelerinde en kuvvetli istihkam (barikat), iman dolu göğüsleridir.”(5) demiştir. Elbette yaşadığı birçok savaşta, bu imanın en yakından tanığı olmuş, hatta bu gücü bizzat kendi içinde de yaşamıştır. Ve yine o yüzden, aslında kendini de dâhil ederek, “esir gibi yaşamaktansa Karadeniz’de batmayı tercih ederim”  dediği gibi, “ya istiklal ya ölüm” de der: “Biz kişisel kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bomba sırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafeniz sekiz metre, yani ölüm kaçınılmaz. Birinci siperdekiler, hiç biri kurtulmamacasına tamamen şehit oluyor, ikinci siperdekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar özenilecek büyük bir sükûnet ve inançla, biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir korku bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete gitmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şaşılacak ve övülecek bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”(6)

 

Kaynaklar:

 

(1) Falih Rıfkı Atay, Babanız Atatürk, s. 54-58

(2) http://www.kho.edu.tr/atasayfa/buynutuk/bolum13/ index29.htm

(3) http://www.meb.gov.tr/ belirligunler/ 10kasim/ anasayfa.htm

(4) Seyfettin Turhan, Atatürk’te Konular Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları,1995, s.184

(5) Cemal Kutay, Ne Buldu, Ne Bıraktı,Yaşar Eğtm ve Kltr Vkf, İzmir, s.175

(6) Atatürk’ten Seçme Sözler, Derleyen: Cihat İmer, Remzi Kt, 1989, s. 136

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Hazreti Türkistan Hoca Ahmed Yesevi (II)
Şüphesiz Kur'ân'dan ve Hadis'ten ilham almış bu yüce merhamet, insaniyet, ...
Hazret-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi (1)
Hoca Ahmed, zaten bütün Türk ülkelerinde ilk tarikat olan Yesevîliğin ...
İslam ve Zekat İbadeti
Ramazan ayı dolayısıyla zekat’a yoğunlaşan müminler için Diyanet İşleri ...
 
Yunus gibi düşünmek
Yûnus Emre'nin Bir Münâcâtı Veya Şathiyesi
Çok zengin ve derin mânâlar yüklü şiirleri, umumiyetle islâmî bir tefekküre ...
Tahkik ve Taklit
Mevlâna Celâleddîn-i Rûmî, Âdemoğlunun yoluna ışık tutan Mesnevi'sini Farsça yazmıştır
 
Telvin..
Tasavvufta "telvin" renkten renge, "hâlden hâle" girme makamıdır. Umumî ...
Ramazan ile Hasbihal
“Ramazannameler”imiz oldu, sana olan duygularımızı dile getirdik onlarla. ...
Ramazan Ayı ve Oruç İbadeti
Peygamber Efendimiz "Allah’ım Recep ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizi ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Oyunun Müzakeresi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Ölülerin arkasından konuşmak ahmaklıktır!
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva