ford ercihan otomotiv
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Erzurum’da 104'üncü yıl gurur ve coşkusu
Erzurum’da 104'üncü yıl gurur ve coşkusu
Milli İrade Milli Coşkuda yüreklerini buluşturdu
Milli İrade Milli Coşkuda yüreklerini buluşturdu
Temsili Vali’den çevre hassasiyeti
Temsili Vali’den çevre hassasiyeti
Uzundere 23 Nisan coşkusuyla şenlendi
Uzundere 23 Nisan coşkusuyla şenlendi
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
4 Mart 2010 Perşembe - 05:57

2010 Kur'an Yılı

Diyanet işleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Diyanet İşleri Başkanlığı, Dinimizin temel kaynağı Kur'an-ı Kerim'in, Peygamber Efendimize (s.a.s)'e vahyedilmeye başlanmasının 1400. yılı münasebetiyle 2010 yılını ‘Kur’an Yılı’ ilan etmiş ve bu yılda toplumu Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamber konusunda daha etkili bir şekilde aydınlatmayı planlamış ve bu çerçevede bir dizi program düzenlemiştir.”dedi.

2010 Kur an Yılı

Diyanet işleri Başkanlığının 86’ıncı kuruluş Yıldönümü ve 2010 Kuran Yılı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Bardakoğlu: “3 Mart 1924 tarihi Diyanet camiamız açısından her zaman bir milat olarak değerlendirilmektedir. Bilindiği gibi Cumhuriyetimizin ilanının üzerinden henüz tam bir yıl geçmeden devletin din ve dini hayatla ilişkilerinin nasıl tanzim edileceği konusu bir hayli önem kazanmış ve bu konuda öne çıkan yaklaşım ve beklentilerin kanunla kayıt altına alınmasına ihtiyaç duyulmuştur. Böylece Diyanet İşleri Başkanlığı’nın varlığı, 86 yıl önce bugün, yeni Cumhuriyet’in ayrılmaz bir öğesi olarak ortaya çıkmıştır.” Dedi.
İSLAM VE TOPLUMSAL HAYAT
Türkiye’nin bugün en baskın özelliklerinden birisinin, sadece nüfusta ve tezahür dünyasında değil gündelik hayatın ve beşeri ilişkilerin birçok alanında İslam’ın hissedilir şekilde var olması olduğunu ifade eden Bardakoğlu şunları kaydetti: “Bu tespit için sokağa, mahalleye, hayata nazar etmek yeterlidir. Ancak bu nazar başka hiçbir Müslüman ülkede rastlanamayacak bir denge ve huzura da tanıklık edecektir. Gerçekten de ülkemizde varolan dini hayat, farklılıkları zenginlik kabul etmede, geçmişin mirası ile çağın dinamizmini sağlıklı bir şekilde buluşturmada, dini bilgide yenilenmeyi, davranışlarda samimiyeti, dindarlıkta ahlakiliği öne çıkarmada emsalsiz örnekler sunmaktadır.Şüphesiz bu noktaya erişmede Diyanet İşleri Başkanlığı’nın rolü asla göz ardı edilemez. Başkanlık, ilgili kanunlarda kendisine yüklenen görevleri bugüne kadar eksiksiz ve yüksek bir sorumlulukla yerine getirme gayreti içinde olmuştur. Devletin kurumları içinde belki de sivil bir vizyona en çok sahip olan Başkanlığın siyaset üstü bir düzeyde kalma kararlılığı, her türlü polemikten uzak kalma iradesi, toplumu din konusundaki doğru bilgilendirme ve topluma kuşatıcı din hizmeti sunma çabası dün olduğu gibi bugün de hayati bir önemi haizdir.Tıpkı 3 Mart 1924’de aynı Kanunla kurulan Genelkurmay Başkanlığı gibi siyaset üstü bir kurum olarak tasarlanan Diyanet İşleri Başkanlığının başlangıçta yüksek itibarlı bir kurum olarak tasavvur edildiğini, ancak bu öngörünün ve bu yöndeki ilk dönem uygulamaların ileriki dönemlerde çok iyi algılanamadığını, korunamadığını ve kurumun giderek sıradanlaştırıldığını söylersek kimseye haksızlık etmiş olmayız. Başlangıçta yeni kurulan devletin itibarını pekiştirerek şekillenen Diyanet İşleri Başkanlığı, ilerleyen süreçlerde maalesef kendi itibarını kendisi üretmek zorunda kalmıştır. Elbette bu gelişmenin birçok açıklaması yapılabilir ve her biri tartışılabilir. Ancak, Rahmetli Atatürk’ün bunu geçici ve muktezay-ı hal bir durum olarak öngördüğünü ve uyguladığını, sonrakilerin ise asıl olması gerekeni yaptığını ileri sürmek, gerek zihni arkaplan, gerek içerdiği imalar, gerekse doğurduğu sonuçlar yönüyle kabul edilemez.”
DİYANET TEŞKİLATI, CUMHURİYETİN BAŞTA GELEN KAZANIMLARINDAN
“Cumhuriyet’in başta gelen kazanımları arasında saydığımız Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugün geldiği nokta, baktığımız yön ve sahip olduğumuz duruşa göre birbirine zıt nitelendirme ve değerlendirmelere konu olabilmektedir.”sözleriyle konuşmasını sürdüren Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu şunları ifade etti: “ Avrasya coğrafyasından tarihte birçok acı ve tatlı hatırayı paylaştığımız yakın komşularımıza kadar, Balkanlar, Kafkasya, Rusya, soydaş ve akraba topluluklardan Afrika’nın içlerine kadar geniş bir alanda, özgün, güvenilir, donanımlı ve yol gösterici bir dini tecrübeyi temsil eden, bağlılık ve vefa karışımı bir duyguyla kendisine yönelen bu dünyaya bilgi ve hizmet sunan Diyanet, Avrupa’daki insanımız için sadece bir din hizmetinin değil, adeta bir kimlik ve özüyle varoluş mücadelesinin de adıdır. Başkanlığın dış dünyadaki temsil gücü ve etkinliği, kurumsal inisiyatifin yanı sıra, tarihten bu yana milletimizin bu coğrafyalara götürdüğü hizmet ve ülkemizin dışarıda sahip olduğu önem ve itibarla da bağlantılı bir husustur. Yurtdışından, özellikle de İslam ülkelerinden bakıldığında Diyanet, Müslümanlıkla modern hayatın, laikliğin ve demokrasinin birbiriyle yarıştırılmadan ve karşı karşıya getirilmeden ahenk içerisinde yaşatılabileceğini, 21. yüzyıl dindarlığının sahih dini bilgiyi, barış ve hoşgörüyü esas alarak, bid’at ve taassuptan uzak biçimde inşa edebileceğini gösteren önemli ve özgün bir örnek olarak görülür. Bugün başta yakın ve civar komşularımız olmak üzere birçok İslam Ülkesinde üzülerek izlediğimiz kaos ortamı, bizlere Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumun ne anlama geldiğini yeterince anlatmaktadır sanırım.”
DİYANET TEŞKİLATININ ÖNEMİ
Bardakoğlu, “Ülkemize gelince, çevresine din konusunda sağlıklı bilgi ve hizmet sunması ölçüsünde rehberlik, saygınlık ve otorite yönü öne çıkan binlerce personeli sebebiyle Diyanet Teşkilatı, kamuoyunun, dini bilginin ve gündelik dindarlığın, hatta geleceğin şu veya bu yönde oluşumunun baş sorumlusu veya umudu olarak da algılanır. İyi günde kötü günde birlik ve beraberliğin, acıyı, umudu ve coşkuyu paylaşmanın en bilinen, Milletin merkezle ve devletle buluşması için açılan ana yol, kulvar ve güzergâhlardan biridir kurum.Ancak çevreden merkeze yani Ankara’ya doğru gelindiğinde durumun bir hayli değiştiğini görürüz. Merkezde, bakarsınız, sıradanlaşan, zaman olur yöneticilerinin uyumlu bürokratlar olması yeterli görülen, Ankara’daki birçok önemli kurum ve kuruluş arasında yer edinmekte zorlanan, her bir yeni ve önemli kurum ortaya çıktığında durumu tekrar gözden geçirilen, 657’nin sistemi içine alınarak ve bürokratik yapısı güçlendirilerek hal çaresi bulunduğu varsayılan, kamusal niteliğini kimilerinin laiklik adına reddettiği, kimilerinin sivilleşmesini ve özerkliğini Cumhuriyet adına tehlikeli gördüğü bir kurum oluverir. Kimilerine göre devletin dini kontrol ve baskı altında tutmasının bilinen en açık yöntemi, kimilerine göre devlet eliyle toplumu dindarlaştırma aracı. Ve bu bakış açıları uzayıp gider.Avrupa Birliğine üyelik ve küreselleşme sürecinin hız kesmeden sürdüğü ve bizi yarınlara hazırlanmaya zorladığı şu günlerde keşke, özgüvenimizi kazanıp, yaşadığımız eski tecrübeleri ve 86 yıllık son tecrübeyi sağlıklı biçimde değerlendirip, iyi yaptıklarımızı geliştirip eksiklerimizi tamamlayabilsek. 21. yüzyılı kendimizce ve öz yararımıza hizmet eder tarzda inşa edebilsek.” Diye konuştu.
2010 KUR’AN YILI
2010 yılının Kuran Yılı olduğunu vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu şöyle dedi: “Diyanet İşleri Başkanlığı, Dinimizin temel kaynağı Kur'an-ı Kerim'in, Peygamber Efendimize (s.a.s)'e vahyedilmeye başlanmasının 1400. yılı münasebetiyle 2010 yılını ‘Kur’an Yılı’ ilan etmiş ve bu yılda toplumu Kur’an-ı Kerim ve Hazreti Peygamber konusunda daha etkili bir şekilde aydınlatmayı planlamış ve bu çerçevede bir dizi program düzenlemiştir. Başkanlığın, kuruluşunun ertesi yılında, 1925’de Atatürk’ün emriyle ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kararı ve bütçe tahsisi ile Hak Dini Kur’an Dili adlı Tefsiri ve Buhari’den seçme hadislerin şerhini neşir hazırlığına başlaması, İslam Dininin bu iki ana kaynağı konusunda toplumu doğru bilgilendirmenin Başkanlığın ilk günden itibaren üstlendiği temel bir misyon olduğunu göstermektedir.
Kuruluşundan bu yana, bilgi ve ahlak eksenli din hizmetini şiâr edinen Başkanlığımız, bu vesileyle milletimizin inancına, kültür ve medeniyetine kaynaklık eden Kur’an-ı Kerim’in insanlığa sunduğu rahmet yüklü mesajlarını bütün toplum kesimleriyle paylaşmak ve getirdiği değerlerin anlaşılması ve yaşanması için yeni farkındalıklar meydana getirmek düşüncesindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumu din konusunda doğru bilgi ile aydınlatma görevinin ayrılmaz parçası olarak, İslam’ı doğru anlamanın yolunun Kur’an’ı ve Peygamber Efendimizin sahih Sünnetini anlamadan ve bu iki temel kaynağın bilgisini ahlaki sorumluluk olarak hayatımıza yansıtmaktan geçtiğini her platformda ısrarla vurgulamaktadır. Çünkü dinin iyi anlaşılmadığı yerde bid’at ve hurafenin, törelerin, çıkar ilişkilerinin, dinle şöhret ve servet kazanmanın dini bir zemin bulması ve burada kökleşmesi kaçınılmaz olur.”
MODERN ÇAĞIN SORUNLARI
Ahlaki sorunların had safhada yaşandığı modern dönemde Kuran Yılı’nın önemine değinen Bartakoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hedonizmin, çıkarcılığın ve acımasızlığın öne çıktığı, manevi ve ahlaki değerlerin hırpalandığı, aile değerlerinin ve toplumun ortak bağlarının hoyratça yok edildiği, dünyanın sanal ve geçici meşgalelerinin ve sonu gelmez heveslerinin bütün hayatımızı ve geleceğimizi ipotek altına aldığı modern dönemde, Rabbimizin rahmet yüklü mesajı Kur’an-ı Kerim’i ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberimiz (sav)’in Sünnetini daha iyi anlamaya, bunun için de gönlümüzü Kur’an’a açmaya, onun ahlak değerlerini yaşamaya ve yaşatmaya ve Sevgili Peygamberimiz(sav)’in örnek hayatını ve ahlakını rehber edinmeye büyük ihtiyacımız var. Çünkü Kur’an ve Sünnet, bize kendimizi, Rabbimizi ve varoluşun sırrını tanıtan bir hakikat bilgisi olarak 14 asırdır bizleri korumuş, dünya hayatının engebeli yolculuğunda dimdik ayakta durmamızı ve dosdoğru yol üzere yürümemizi sağlamıştır.Bugün yüksek bir sadakat ve derin bir duyarlılıkla kendisine itibar ettiğimiz ve sağlam bir melce’ olarak da kabul edip teyit ettiğimiz yüce Kitabımızın, kamuoyunda bu ilgiye paralel bir duyarlılıkla kavrandığından, anlaşılıp müzakere edildiğinden, inanç ve amellerimize bihakkın yansıdığından söz etmek ne yazık ki zordur. Kabul etmek gerekir ki her Müslüman, Kur’an-ı Kerim’in, içinde yaşadığımız dünyanın dili içinde kavranması konusunda pek çok sorunla karşı karşıyadır. Bu nedenle, Kur’an-ı Kerim’le sadece duygu değil bilgi ve amel yönüyle de irtibat kurmamız, inanç ve ahlak değerlerimizin korunması, sağlıklı bir din anlayışının muhafaza edilerek geliştirilmesi ve kalıcı mutluluğun yakalanması açısından son derece önem arz etmektedir.”
//KUR’ANI ANLAMAK
Toplumun her kesimini Kuranı okumaya ve anlamaya davet eden Bardakoğlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “ Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı ile işbirliği içinde, Kur’an’ın nüzûlünün 1400. yılı münasebetiyle, Kuran-ı Kerim’in çağlar üstü evrensel mesajını olabildiğince geniş kitlelere ulaştırmak, onu okuma, anlama ve yorumlama konusundaki çabaları desteklemek, Kur’an-ı Kerim hakkındaki yanlış yargı, izlenim, korku ve abartılar karşısında onun ruhuna uygun, yeni ve ufuk açıcı yaklaşımların öne çıkmasına fırsat vermek, bu doğrultuda geliştirilebilecek çabaların neşv-ü nemâ bulmasına vesile olmak için yurdumuzun her köşesinde, yurt dışındaki vatandaş ve soydaşlarımızın bulunduğu ülkelerde, sempozyumlar, açıkoturumlar, paneller, çalıştaylar, ilmi toplantılar, konferanslar, Kur’an Tilaveti programları, radyo ve televizyon programları, yarışmalar, Kur’an’la ilgili ilmi yayınlar vb. bir dizi etkinlik planlamıştır. Kuşkusuz bu amaçla gerçekleştirilecek bütün faaliyetler, Diyanet İşleri Başkanlığımızın uhdesine verilen toplumu din konusunda aydınlatma görevi doğrultusunda sunduğu din hizmetlerine ayrı bir ivme kazandıracak ve toplumda sevgi, dayanışma ve birliğe vesile olacaktır. Planlanan bu faaliyetler ve yapılan ‘Kur’an’la buluşma’ çağrısı, modern insanın sadece Kur’an’la bilgilenmesi imkanı değil, aynı zamanda Kur’an ikliminde soluklanması, Kur’an ahlakı kazanması, ilahi kelamın esintisi ile üzerindeki ölü toprağı silkeleyerek dirilmesi, varoluşa hikmetle bakarak ve kalp gözünü açarak huzur bulması fırsatıdır. Bunun için de herkesi, bu vesileyle, başta Yüce kitabımız olmak üzere insanı ve varlık alemini konu edinen, insanı yücelten ve hayatı anlamlı kılan her şeyi okumaya ve anlamaya davet ediyoruz. “
2010 KURAN YILI ETKİNLİKLERİ
Başkanlığımızca Kur’an’ın nüzûlünün 1400. yılı vesilesiyle bu yıl içinde gerçekleştirilmesi planlanan etkinlikler:
 
1.Sempozyumlar: 14-15 Nisan 2010 tarihlerinde Muğla’da, “Hz. Peygamber ve Kur’an”; 16-17 Nisan 2010 tarihlerinde Eskişehir’de, Kur’an ve Evrensel Mesajı ; 28-30 Mayıs tarihlerinde Ankara’da, Kur’an ve Hz. Peygamber; 3-4 Temmuz tarihlerinde Erzurum’da, Kur’an’ın Okunuşu (Tilavet ve Kıraat Çeşitleri, Okuma Biçimi); 02-03 Ekim tarihlerinde Van’da, Kur’an, Hz. Peygamber ve İnsan; 6-7 Kasım 2010 tarihlerinde Kayseri’de, Kuran ve Bilim; 4-5 Aralık 2010 tarihlerinde Adana’da, Kur’an ve Çağdaş Yorumlar; 25-26 Aralık tarihlerinde Amasya’da, Kur’an ve Hat Sanatı konulu sempozyumlar yapılacaktır. Ayrıca, Başkanlığımız Dış ilişkiler Dairesi Başkanlığı ve İSAM’ın işbirliği ile yurt dışında Kur’an konulu bir sempozyum gerçekleştirilecektir.
2.Açıkoturumlar: İl müftülüklerince Kur’an konulu açık oturumlar yapılacaktır. Açıkoturumlarda, Kur’an ve Bilim, Kur’an ve Adalet, Kur’an ve Öteki, Kur’an ve İnsan, Kur’an ve Tarih, Kur’an ve Ahiret, İnanmak ve Yaşamak: Kur’an’ın Değişmez Düsturları, Kur’an’da Geçmiş Ümmetler, Kur’an ve Güzel Ahlâk, Kur’an’ın Temel Hedefleri, Kur’an ve Kadın, Kur’an ve İnsan, Kur’an ve Gündelik Hayat Tasavvuru, Kur’an ve Ahiret Hayatı konuları işlenebilecektir.
3.Paneller: 14-15 Nisan 2010 tarihlerinde Muğla’da, “O’nun Ahlâkı Kur’an’dı” konulu bir panel gerçekleştirilecektir. İl müftülükleri de Kur’an temalı paneller tertipleyecektir.
4.Çalıştaylar: 30 Ekim 2010 tarihinde Ankara’da, Cumhuriyet Dönemi ve Kur’an; 13 Kasım 2010 tarihinde İstanbul’da, Modern Zamanlarda Kur’an konulu çalıştaylar gerçekleştirilecektir.
5.İlmi Toplantılar: Almanya’da, Frankfurt Goethe Üniversitesi İslam Dini Vakıf Profesörlüğü ve DİTİB’in işbirliğiyle “Kur’an” Konulu ilmi toplantı gerçekleştirilecektir.
6.Konferanslar: Bütün il merkezlerinde ve imkânlar ölçüsünde ilçelerde Kur’an merkezli konferanslar yapılacaktır. Konferansçılar için Başkanlığımız tarafından da isim önerisinde bulunulabilecektir. Konferanslarda; Kur’an’ı Yaşamak, Kur’an’ı Anlamak, Kur’an’ın Mesajı, Kur’an ve İnsan, Kur’an ve Müslüman, Kur’an ve Peygamber, Kur’an ve Cahiliye, Kur’an ve Hidayet, Kur’an ve Medeniyet İnşası, Kur’an’da Kur’an, Kur’an’da Geçmiş Ümmetlere İlişkin Bilgiler v.b konular ele alınacaktır.
7.Kur’an Tilaveti Programları: Bu kapsamda, Başkanlığımızca “Kur’an Ziyafeti” programları tertiplenecektir. Bu programlarda, ülkemizin önde gelen Kur’an okuyucuları ile İslam ülkelerinden davet edilecek kâriler kur’an tilavetinde bulunacaklardır. Müftülüklerimiz de imkanlar ölçüsünde bu tür etkinlikleri tertip edeceklerdir.
8.Yurt dışında, “Kur’an Sadâsı” programları: Yurt dışında vatandaş ve soydaşlarımızın bulunduğu ülkelerde, Kur’an’ı güzel tilavet eden okuyucuların katılımıyla “Kur’an Sadâsı” programları geçekleştirilecek, böylece yurt dışındaki vatandaş ve soydaşlarımızın da Kur’an’la buluşmaları sağlanacaktır.
9.Mukabele Günleri: Kur’an Günleri etrafında, ülkemizdeki geleneksel mukabele ortamının canlandırılmasına destek olmak amacıyla, Ramazan ayı dışında da müftülüklerimizce belirlenecek camilerde mukabele günleri tertiplenecektir.
10.Mushaf ve Kur’an Konulu Eser Satış Mekanları: Bu kapsamda başta Ankara ve İstanbul’da olmak üzere, ülkemizdeki çeşitli kitap fuarlarında Kur’an ve Kur’an’la ilgili eserler bölümü oluşturulacaktır. Kitabevlerinde de Kur’an konulu kitapların sergilendiği mekanlar oluşturulacak, Kur’an konulu kitap sergileri düzenlenmesi teşvik edilecektir.
11.Kur’an Kitaplığı: Başkanlığımızca Kur’an temalı, kolay okunabilir bir seri kitap yayınlanacaktır.
12.Kur’an Saati: TRT ve diğer kanallarda yayınlanmak üzere Kur’an Saati programları hazırlanacaktır.
 
13.Cep Tefsirleri: Kur’an’dan seçilecek bazı ayetlerin özgün yorumlarının yapılacağı bir kitap dizisi hazırlanacak ve imkanlar ölçüsünde Başkanlığımızca halkımıza ücretsiz dağıtılacaktır.
14.Kur’an Kayıtları: Yakın tarihimizde ve günümüzde ülkemizin yetiştirdiği önde gelen hafızların ve kârilerin okuduğu Kur’an-ı Kerim ses kayıtları CD’ ye aktarılacaktır.
15.Ayet Kartelaları: Başkanlığımızca konulu ayet kartelaları hazırlanarak halkımızın istifadesine sunulacaktır.
16.İlmi Dergi Kur’an Özel Sayısı: 2010 yılı Diyanet İlmi Dergi’nin bütün sayıları Kur’an merkezli planlanacak ve yılsonunda “Kur’an Özel Sayısı” olarak kitaplaştırılacaktır.
17. Özel Baskı Kur’an-ı Kerim: Başkanlığımızca, “Kur’an’ın Nüzûlünün 1400. Yılı Anısına”, sanat değeri yüksek, özel baskılar için elverişli bir el yazması Kur’an-ı Kerim’in basımı konusunda çalışma yapılacaktır.
18.Hattatlara Kur’an Yazdırılması: Başkanlığımız yetkilileri ve alanında uzman hattatlar ve hat sanatında uzman kişilerden oluşturulacak bir komisyonun belirleyeceği bazı hattatlarımıza Kur’an-ı Kerim yazdırılacaktır.
19. Yarışmalar: Müftülüklerimiz tarafından, Kur’an’a ilişkin duyarlılığı geliştirmek ve Kur’an yılı vesilesiyle gerçekleştirilecek etkinliklerin daha geniş kitlelere ulaştırılmasına katkı sağlamak amacıyla; bilgi yarışması, yorum ve deneme, şiir, hat, tezhip, minyatür, kısa film, klip (ilahi), slayt tasarımı, belgesel türü yarışmalar düzenlenecektir.
20.Belgeseller: “Mimari Eserlerde Kur’an Mesajları”, “Taşa Vurulan Kur’an Mührü” gibi Kur’an temalı belgesel, albüm, fotoğraf-slayt vb. çalışmalar hazırlanacaktır.
21.Alan Araştırmaları: Başkanlığımızca “Halkın Kur’an Anlayışı”, “Aydınların Kur’an Anlayışı”, Kur’an Eğitiminde İlgili Kurumlar Analizi” vb. konular üzerine alan araştırmaları yaptırılacaktır.
22.Sinevizyonlar: Kur’an Yılı açılış programlarıyla Kutlu Doğum ve Ramazan ayında değerlendirmek üzere Kur’an konulu sinevizyonlar hazırlanacak ve müftülüklerimize gönderilecektir.
23.Kuran-ı Kerim Dağıtımı: Başkanlığımızca başta Kutlu Doğum Haftası, Ramazan ayı ve Camiler ve Din görevlileri Haftasında olmak üzere halkımıza ücretsiz Kuran-ı Kerim dağıtımı yapılacaktır.
24.Radyo ve Tv. Reklamları: Ulusal ve yerel Radyo ve Tv’lerde yayınlanmak üzere, Kur’an konulu reklam filmleri hazırlanacak ve müftülüklerimize gönderilecektir. Müftülüklerimiz, mahalli radyo ve Tv’ler ile işbirliği yaparak, söz konusu reklamların yayınlanması konusunda çalışma yapacaklardır.
25.Afişlerle Kur’an Mesajları: Başkanlığımızca, Kur’an’dan mesajların yer aldığı, bilboardlar ve afişler hazırlattırılacaktır. Müftülüklerimiz, yerel yönetimlerle işbirliği yaparak söz konusu çalışmaların il ve ilçelerde uygun yerlere asılması konusunda çalışma yapacaklardır. Bu amaçla hazırlanan materyaller Başkanlığımızca müftülüklere gönderilecektir.
26.Hutbe ve Vaazlar: Genel olarak yıl içerisinde, Ramazan ayı boyunca da ağırlıklı olarak vaaz ve hutbeler Kur’an temalı planlanacaktır.
27.Kur’an Araştırmaları Merkezi: Bu yıl vesilesiyle, Başkanlık hizmetlerine de büyük katkı sağlayacağı düşüncesiyle, bir Kur’an Araştırmaları Merkezi’nin kurulması yönünde çalışma başlatılacaktır.
 
 

 
 
Kur’an Eğitimi ve Yaz Kur’an Kursları
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türkiye'nin Zihin Tarihi" sorgulandı
FERDİ DURDU (İHA) - Malatya Bilgi Yolu Eğitim, Kültür ve Sosyal Araştırmalar ...
Seyyahlara Sorduk: Erzurum’u Nasıl Bilirsiniz?
1254 -1937 yılları arasında şehri ziyaret eden seçilmiş 17 seyyahın Erzurum’la ...
Bilim Dünyası Doğramacı’ya ağlıyor
Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı, babası İhsan Doğramacı'nın ...
 
Medar-ı İftihar Tarihçimiz: “Halil İnalcık”
İnsanlarımızın büyük çoğunluğunun her geçen gün emeklilik hesabı yaptığı ...
Türkiye’nin Dijital Gündemi “Eğitim”
AYHAN TÜRKEZ/İHA/ Intel tarafından ülkenin e-dönüşüm sürecinde bulunduğu ...
Diyarbakır'dan Yükselen Tarihi Çağrı
"Osmanlıların Güneydoğu Anadolu'daki İlk Kayıtlarına Göre Şahıs Ve Yer ...
 
"Arapların Gözüyle Türkler" Sempozyumu
ERZURUM (İHA) - Avrasya ve Arap Yazarlar Birliği'nin işbirliği ile Belediye ...
Türkiye’nin Havacılık Efsanesi: “Nuri Demirağ”
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin birçok kurum ve kuruluşun yapımında bulunan ...
Kutsallarımız
“Kutsal” kavramı beraberinde“değer” kavramını da getiriyor. Çünkü kutsalın ...
 
ERZURUM GAZETESİ
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kibirli Siyaset Aktörleri ve AK Parti'nin Değişim İhtiyacı
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Ayağın Sürünmesi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
"Devlet Adamı” olmanın somut örneği: Vali Mustafa Çiftçi
Mahmut Akdağ
Mahmut Akdağ
Cumhurbaşkanımıza Minnettarız
Ö. Faruk Kayaalp
Ö. Faruk Kayaalp
Alan Var Alamayan Var ve Ayıp Hassasiyeti
Kadir Sabuncuoğlu
Kadir Sabuncuoğlu
‘Muhalif’
ERZURUM
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
FACEBOOK'TA ERZURUM GAZETESİ
TWITTER'DA ERZURUM GAZETESİ
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva